Bugünlerde sosyal medya da bir anekdot çokça paylaşılıyor.

Gösterilen ilgiye bakılırsa paylaşımcılar hikâyede anlatılanlarla geride bıraktığımız seçimlerde verilen vaatlere ve o vaatlere biz yurttaşların her defasında inanıyor olmamız arasında bir ilişki kurdukları anlaşılıyor.

Eskiden beri Boğaziçi’nde seyreden vapurlarda seyyar satıcılar tarak, ayna vs gibi ihtiyaç malzemeleri satarlardı.

İnsanların ilgisini çekmek için de küçük bir tiyatro sahnesindeymiş gibi sattığı ürünü mucize bir ürün gibi anlatmanın bir yolunu bulan işportacı ile vapur görevlileri arasında kovalamacalar hiç eksik olmazdı.

Anlatılan hikayenin kahramanı bir işportacı kardeşimiz..

İşportacının birinin elinde bir şişe…

Şişede bir yılan…

İşportacı şişenin içindeki yılanın konuşabildiğini iddia ediyormuş…

‘’Şimdi bu şişenin kapağını açacağım ve siz,yılana sorular soracaksınız. O da sizlere cevap verecek’’ dedikten sonra…

‘’Ancak şişeyi açmadan önce şu jiletlerden size hediye etmek istiyorum.

Hediyesi 25 kuruş’’ diyormuş.

Çevresinde ağzı açık izleyenler, bir an önce yılana soru soracaklar ya;

Jiletler kapış kapış…

Adam bir yandan jilet satıyor, bir yandan da yavaş yavaş şişenin kapağını açıyormuş.

‘’İşte açıyorum.’’

O arada biraz daha jilet…

Ardından

‘’Evvett!...

Şişe açılıyor, yılan çıkacak, sizinle konuşacak.’’

Biraz daha jilet…

‘’ İşte şişe açılıyor. Soruları hazırlayın!’’

Biraz daha jilet…

Ve tam şişe açılacakken, kalabalığın içinden bir ses:

‘’Zabıta… Zabıta geliyor.’’

Yılancı adam elindeki şişeyi yerdeki çantaya koyuyor.

Şapkasını tutarak, ardına bakmadan kaçıyor.

Bunu anlatan arkadaşım dedi ki:

Yanımda bu hikâyeyi dinleyen bir kişi hayıflanarak;

‘’ Bu nasıl bir tesadüf ya..

Ben çok şanssızım. Adama kaç kez denk geldiysem, adam hep tam şişeyi açacakken zabıta geldi.’’

Yılanlı jilet satıcısıyla her karşılaşmasında kavanozun kapağının tam açılacağı zaman zabıtanın geldiğine inanan insanlarla;

- jelibonun değerli bir maden olduğuna inanan bir insanı 20-21 yıl ülkenin başkentine Belediye Başkanı seçen insanlar aynı insanlar.

- O anda zabıta gelmezse kavanozun kapağının açılacağını, kavanozdan çıkacak yılana sorular sorabileceğine,cevaplar alabileceğine inanan insanlarla her seçim öncesi ülkemizin bir bölgesinde doğal gaz bulunduğuna inanan insanlar aynı insanlar.

Hatta doğal gaz bulunduğunu, bu kış pencereler açık uyuyacağız denmesinin üzerinden sayısız doğal gaz zammı yapılmasına rağmen, zerre utanma duygusu olmayan kendisine gazeteci diyen goygoycular bile aynı.

- “Gabar’da öyle yüksek gravitede petrol bulundu ki, hiç bir işleme gerek olmadan traktörüne doldur-sür gitsin” diyen ‘Bakan’ bile aynı, eskiden bakanların Devlet Adamı vs diye bir ağırlığı olurdu diyeceğim, diyemiyorum.

Bu arada bakan değişti.

- Yalan olduğu biline biline servis edilen videolar ufak tefek değişikliklerle onlar bile aynı.

Burada haklarını teslim etmeli ki bu konu ile ilgili muhalefet partilerinin panik içinde telaşlı yalanlamaları bile aynı.

Bu güzel ülkeye ve bu güzel ülkenin güzel insanlarına şöyle etkilenmeden dışarıdan bakabilme imkânım olsaydı eminim benim için her şey çok eğlenceli olurdu.

Biraz gelir adaleti, biraz liyakat, biraz işleyen bir hukuk sistemi olsaydı,

Hayat pahallığı alım gücünü bu derece alıp başını gitmeseydi,

Yaşanması bayağı keyifli bir ülkeymiş bile diyebilirdik…