Güçlendirilmiş parlamenter sistem, siyasette yeni bir alan açar mı?
Altı muhalefet partisinin hazırladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisine ilişkin uzlaşma metni, bu partilerin genel başkanları, önde gelen sivil toplum örgütleri, sendikalar, dernekler, hukuk alanında çalışan akademisyenler, çok sayıda gazeteci ve davetlilerin katıldığı törenle 28 Şubat 2022 de Bilkent Otel’de kamuoyuna açıklandı.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” sunumunu; CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Hukuk ve Adaletten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, Saadet Partisi Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya yaptı. Sunum, altı partinin isim sıralamasına göre yapıldı.
Siyaset tarihine ‘‘Güçlendirilmiş Parlamenter Mutabakat Metni’’ veya ‘‘Bilkent Deklarasyonu’’ olarak geçecek olan bu metin, birçok kişi tarafından altı siyasi partinin hukukçuları ve kurmayları tarafından özenle hazırlanmış bir hukuksal metin olarak değerlendiriliyor.
Siyasetin alfabesi olarak adlandırılabilecek metin, siyasete yeni başlayacak birisine mutlaka okutulması gereken bir hukuksal çalışma. Aynı zamanda olması gerektiği gibi, kazaüstik değil. Yasa koyucular için olduğu kadar, hukuki metinler ile ilgili düzenleme yaparken de referans olarak kullanılabilecek kadar güçlü olan bu mutabakat metni, eksiklerine rağmen toplumda şu ana kadar yakalanamamış bir toplumsal mutabakatın metni olarak da değerlendirilebilir.
“Yarının Türkiye’sini” inşa etmeyi hedefleyen partilerin kaleme aldığı ve yasama, yürütme, yargı ile temel hak ve özgürlükler olmak üzere beş bölümden oluşan iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşün yol haritası olma özelliğini taşıyan bu metinde tahayyül edilen sistem, düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistem olarak öne çıkmaktadır.Metin, bütünsel okunduğunda ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamaların ortadan kaldırılacağına dair umut veren bir belge olma özelliği taşıyor.
AMAÇLARI NELER?
- Etkin ve katılımcı bir yasama; istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme; bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlılığı taşıdığını belirten bir metin,
- Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, temel hak ve özgürlüklerin Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde güvence altına alındığı, bireylerin eşit ve özgür vatandaş olarak düşüncelerini özgürce ifade edebildiği ve inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmeyi amaçlamakta,
- Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini sona erdirirken geçmişe geri dönmeyen, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan yeni bir sisteme geçmeyi hedeflemekte,
İÇİNDE NELER VAR?
- Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanı’nın ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına tabi tutulacaktır.
- Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu kararlar alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacak.
- Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak, yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son verilecektir.
- Hakimlik teminatı güçlendirilecek, hakimlere coğrafi teminat güvencesi sağlanacaktır.
- Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı Adli Kolluk Teşkilatı kurulacaktır.
- Çoklu baro uygulamasına son verilecektir.
- Basın özgürlüğü güvence altına alınacak, basının özgür bir şekilde görev yapacağı güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlanacaktır.
- Yargı sisteminde çevre konusunda uzmanlaşmış yargıçların görev yapacağı “Çevre Mahkemeleri” kurulacaktır.
- Kamu görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik ilkeleri hâkim kılınacak, şeffaflık sağlanacaktır. Mülakat uygulamalarına son verilecek, yazılı sınav sonuçları esas alınacaktır.
- Yükseköğretimde bilimsel üretimin ve özgür düşüncenin engellenmesine son verilecek, özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturulacaktır.
- Merkez Bankası Başkanı değiştirilecek ve kurum bağımsız hale getirilecek,
- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Rekabet Kurulu gibi kurumların yapısı ve üyeleri değiştirilecek,
- Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Basın İlân Kurumu, TRT ve Anadolu Ajansının da yapısı ve yönetimi değiştirilecektir.
HDP seçmenini göz ardı etmesinin yanı sıra metin başka yönlerden de eleştiriliyor:
İstanbul Sözleşmesi konusunda bazı partilerin çekincelerinin bulunması nedeniyle uzlaşının atıf yapılmadan “Kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edilecek, şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat etkili şekilde uygulanacaktır” şeklinde mutabakat metnine konulması,
Hazine yardımlarında %1 in taban alınmasına rağmen, seçim barajının %3 te kalması çelişki yaratmış, temsiliyetin bu oranla yeterince sağlanmadığı tartışmalarına yol açmıştır.
Mutabakat metninde ekonomi konusuna değinilmemesi bu eleştirilen yönler arasında bulunuyor.
Yine de toplumun büyük bir kesiminde uygulanmasının takip edileceği,‘‘Güçlendirilmiş Parlamenter Mutabakat Metni’’ veya ‘‘Bilkent Deklarasyonu’’ denilen bu mutabakat metnin her ne kadar bazı eksiklikleri olsa da bu mutabakat metni gibi uzlaşı ile hazırlanan güçlü karakterli, hukuksal, bir siyaset belgesi Türkiye’de uzun süredir çıkmadı diyebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.