Gazeteci özgürse halk özgürdür
“3 Mayıs, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1993 yılında aldığı karar ile tüm dünyada Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaktadır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ülkemiz özelinde Anayasamız ile basın özgürlüğü güvence altına alınmıştır.”
Biz, bunu kâğıt üzerinde böyle biliyoruz ya, hiç de öyle değil.
Türkiye'nin basın özgürlüğü tablosu nasıl çıktı dersiniz?
"Vahim!"
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ni yayınladı. Endekse göre Türkiye, 180 ülke arasında 165'inci sırada bulunuyor. Bir yılda 16 basamak aşağıya düşmüş Türkiye. Bu düşük notun nedeni de; "gazetecilere yönelik baskıya hız verilmesi", "özellikle Kürt gazetecilere yönelik toplu tutuklamalar" ve "medya özgürlüğünü tehdit eden sosyal faktörler" …
‘Bir ülkenin gazetecisi özgür ise halkı da özgürdür’ diyorlar ya, şu an ikisi de yok zaten. Dünyanın birçok ülkesinde de böyledir, ancak bu kadar düşük sıralama Türkiye’ye yakışmıyor. 2022 yılında 149'uncu sırada yer alırken, 16 sıra birden gerileyerek, endekste en sert gerileme gösteren ülkelerden biri olmak, ülkeyi yönetenlerin en büyük ayıbıdır. Bizden sonra sadece 15 ülke var, bizden daha vahim durumda olan.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 2022-2023 Basın Özgürlüğü Raporu'nu yayınladı. Bu rapora göre de son bir senede 32 gazeteci tutuklanırken 96 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. 3 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla 47 gazeteci gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevlerinde yatıyor.
*
14 Mayıs tarihi bu anlamda çok önemli.
İtibar için önemli.
Hem dışarıda hem de içeride mutlaka güvence altına alınması gereken değerler açısından son derece önemli olan bu tarihi kesinlikle Iskalamamak gerekiyor.
Mesele sadece basın özgürlüğünden kaynaklı eksiklikler meselesi de değil. 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü günü olduğu için, uluslar arası arenada içine düşülen durumun vahametini, anlatmaya uygundu diye yazıyorum. Yoksa günlük yaşamın tamamında ‘küme düşmüş’ vaziyette olduğumuzun bilincindeyiz.
Bütün vahametleri basın özgürlüğü vahameti nezdinde anlatmak daha doğru olur diye gündemleştirdim, çünkü bir halkın özgürlüğünü, gazetecisinin-basınının özgürlüğü ile yan yana değerlendirmeden olmazdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.