Diyarbakırlı Vehbi’ye son görev
‘Havalar serinlesin geleceğim’ demişti.
Diyarbakır’daki bütün dostlarını aramış, randevulaşmış.
Evet, Vehbi abiden söz ediyorum.
Vehbi Günay.
Tilki Vehbi derlerdi, sahada yaman adamdı.
Fenerbahçe’nin efsane kalecisi İvançeviç’e sormuşlardı, yediği goller arasında unutamadıklarını.
O Vehbi’nin Röveşata’dan attığı gol demişti. Bir de eklemişti, ‘topu göremedim’ diye.
Adam doğru söylüyor, biz tribünden izlerken görememiştik, İvançeviç nasıl görsün.
Bizde Vehbi’nin havada asılı gibi duruşunu izlemiştik, ardından da filelerdeki topu.
Sadece Diyarbakır değil, bütün Türkiye ayağa kalkmıştı.
Öyle bir gol o güne kadar hiç görülmemişti ki!
Böyle bir efsaneydi Vehbi Günay, tilki Vehbi.
Diyarbakır onunla, o Diyarbakır la, Diyarbakırlılarla gurur duydu.
Zaten herkes Diyarbakırlı Vehbi derdi.
O da Giresunluyum demez, Diyarbakırlıyım derdi.
Hatta bize bile havasını basardı, ‘Benim kadar Diyarbakırlı olamazsınız’ diye…
‘Çocukken geldim, Diyarbakır’da büyüdüm, her şeyim burası’ derdi.
Yılda 2-3 kez Diyarbakır’a gelmezse rahat etmezdi.
En son 23 Haziran’da gelmiş, ancak ben onu görememiştim.
Eylül ya da Ekimde havalar serinleyince geleceğim dedi, ama gelemeyecek işte.
Ölüm haberi bir anda yayıldı.
Kent üzüldü, spor camiası hüzünlendi, Diyarbakır adeta yas ilan etti.
Öyle de olmalıydı zaten.
Diyarbakır bir evladını kaybetti.
Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımları takip ettim, bizim yaptığımız paylaşımlara gelen yorumlara baktım, ona olan sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığı, vefa’yı çok iyi gördüm. O da aynısını yapıyordu. Tanıdığı, bildiği birileri vefat etmiş ise, gelme imkânı var ise gelirdi. Gelemezse mutlaka gazetelerimiz üzerinden başsağlığı dileklerini yazmamı isterdi.
Evet, o bir efsaneydi.
Biz tanıdık, seyrettik, gördük, arkadaş olduk, dost olduk sevdik. Yaşlarımızın yakınlığı nedeniyle de normal olan buydu. Ama arkadaş, yolda yürürken çok tanık oldum, 20’li, 30’lu yaşlarda kendisini hiç seyretmemiş gençler de tanıyordu.
Demek ki efsane olmak böyle bir şeymiş.
İz bırakmak önemliymiş.
Boşuna dememişler tarlada izin olsun diye.
‘Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz’ atasözü tam da buraya uyuyor.
Bir emek olacak.
Vehbi’nin futbola, futbol camiasına, Diyarbakır’a emeği oldu.
O Diyarbakır’ı, Diyarbakır’da onu bağrına bastı.
Güle güle güzel adam, seni unutmayacağız, herkes seni konuşuyor.
*
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
35 yaş şiirinde böyle özetliyor durumu Cahit Sıtkı Tarancı.
Nerede, nasıl hesap yaparsan yap, o bildiğini yapıyor, ölüm dediğimiz o sinsi cellât.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.