Diyarbakır’da film çekmek üzerine
Bu hafta yönetmen Yaşar Irmak’ın yönettiği ve youtube üzerinden yayımlanan Beni Bul dizisini izleyince Diyarbakır’da epey zamandır film sektöründe yaşanan gelişmeleri yazma ihtiyacı duydum. Sinema sektörü gerçekten çok pahalı bir sanat ve aynı zamanda çok koordineli bir ekip gerektiriyor. Herkesin on dakikalığına şöhret olabildiği bu çağda hem lüks ve özgür yaşam hayali hem sanatsal kaygılarla tarihe dipnot düşme amacı taşıyan gençler ve sinemaseverler yoğun bir hareketlilik içinde görünüyor.
Beni Bul adını taşıyan dizinin tüm oyuncuları amatör, yapım ekibi her ne kadar sinema eğitimi almış olsalar da işlerine bir amatör samimiyetiyle yaklaşıp çok kısıtlı olanaklarını sonuna kadar zorlayarak epey uzun ve yorucu bir süreçten sonra filmlerini tamamlayıp sosyal medya üzerinden yayımladılar. Filmin jeneriği de sosyal medya üzerinden tanıtıma sunulmuştu. Film yayına girdiği ilk gün iki bin izleyici sayısını bularak aslında Diyarbakır için fena sayılmayacak bir rakama ulaştı.
Yine Diyarbakır’da amatör bir çabayla hazırlanan ve yönetmenliğini Hekim Aydın’ın yaptığı Kırıklar adını taşıyan dizi kent kültürü ile özdeşleşen bir gençlik kültürünü işliyor. Yüz bini aşan izleyici sayısıyla Kırıklar dizisinin dört bölümü şimdiye değin yayımlandı. Profesyonellere taş çıkartan bir oyunculuk ve samimiyetin dikkat çektiği filmlerde çok emek verildiği ve yapılan işe gönül katıldığı çok belirgin. Ayrıca filmin ses, ışık ve senaryo öğelerine de sınırları zorlayıcı bir emekle yaklaşıldığı da hemen fark ediliyor.
Hekim Aydın’ın müzikle ilgili oluşu ve klip çalışmaları da yapması Kırıklar dizisine bir tecrübe de katmış. Kırıklar filminin kurgusu her ne kadar sinema ve film dili kurgusunu el yordamıyla kotarsa da teknik anlamda bir ustalık göze çarpıyor. Film sosyal medyada yayımlandığı halde görüntüler kullanılan kameranın kalitesini ortaya koyuyor.
Oyuncu Aydın Orak’ın yazıp yönettiği Sabırsızlık Zamanı filmi ise yoksul bir mahallede yaşayan iki kardeşin lüks bir sitenin havuzuna girebilme macerasını anlatıyor. Ünlü oyuncu Pelin Batu’nun da oynadığı film Diyarbakır sokaklarına heyecanlı bir hareketlilik getirdikten sonra şu an kurgu sürecinde gösterime hazırlanıyor.
Yapımcılığını Bedri Ayseli’nin yaptığı ve en ünlü Diyarbakır türküsü olan Suzan Suzi’ye atfen çekilen filmi Ahmet Hoşsöyler yönetiyor. Bu film de biraz fazla bekletse de şu an kurgu sürecinde ve sabırsızlıkla bekleniyor. Derin bir aşk hikayesini işleyen film, çekim öncesi ve çekim sürecinde birçok tartışmanın konusu olsa da işin içinde Bedri Ayseli gibi bir ismin olması güven veriyor.
Yukarıda saydıklarım dışında Diyarbakır ve özellikle Sur sokaklarında onlarca kısa film çekiliyor, birçok genç sinemasever deneysel filmlere girişiyor. Film çekimi için artık profesyonel kameranın gerekmediği biliniyor. Ucuza alınacak bir fotoğraf makinesi hatta cep telefonuyla bile kısa ve deneysel filmler çekilebiliyor. Her film kendisine sosyal medyada bir sergilenim-gösterim olanağı buluyor. Bu da genç oyuncu ve yönetmen adaylarını cesaretlendiriyor.
Sosyal medyada belli bir oranın üzerinde izlenme sayısına ulaşıldığında masraflarınızı da çıkarabiliyor, kâr da edebiliyorsunuz. Eğer iyi bir iş çıkarmışsanız şöhrete de kavuşabiliyor, daha kaliteli yapımların kapısını aralayabiliyorsunuz. Öncelikle iyi bir ekiple işe başlamayı ve esaslı bir senaryo yaratmayı ihmal etmemek gerek…