Corona-Covid muhabbetleri!
Tedbirleri gevşeten iktidar ve onları destekleyen yandaşlarının Corona konusundaki vurdumduymazlığı, toplumu topyekûn ölümlü bir eşiğe taşıdı. İktidar ve yandaşları da dâhil, hepimiz bu virüsün doğal müşterileri arasındayız, dolayısıyla vakitsiz ölümlerin birer adayları.
Hastaneler tıklım, tıklım, ölü sayısı her geçen gün artıyor. Buna rağmen hala yalan-dolan ifadeler dinliyor ve izliyoruz. Diyarbakır corona virüs tablosunda, aylardır ilk 5’teki yerini koruyor. Bire bir ölümlere tanıklıklarımız söz konusu.
Tabipler odası, aylardır uyarılarda bulunuyor, vaka ve ölüm ile ilgili rakamların gerçeği yansıtmadığını kamuoyuyla paylaşıyor. Tabipler Odası bir açıklama yapıyorsa, tüm sağlık kuruluşlarında görev yapan ve kendi üyesi olan tabiplerden aldığı bilgileri bize yansıtıyor. Yıllardır güvenilir bir kaynak olduğuna da tanıklığımız var.
Türk Tabipler Birliği, Türkiye, Güneydoğu ve Diyarbakır ile ilgili yaptığı açıklamada, vaka ve ölü sayısının artışlarından söz ediyor, il sağlık müdürlüklerinin, dolayısıyla sağlık bakanlığının verilerinin yanlış olduğunu kamuoyunun dikkatine sunuyor. Pratikte, yaşadığımız alanlardaki vakaları ve ölümleri bildiğimiz için, TTB’nin açıklamalarına güveniyoruz.
Tam bu noktada Diyarbakır il Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, kendisi gibi tabip olan meslektaşlarının çabalarını boşa çıkarmaya çalışan bir açıklama yapıyor, ‘Tabipler Odası verileri gerçeği yansıtmıyor, oradan, buradan duydukları kör topal bilgilerle kendilerince bir analiz yapmaya çalışıyorlar’ gibi anlamsız cümleler kullanıyor.
‘Oradan, buradan’ denilen kelimeleri yadırgamamak mümkün değil.
Sağlık Müdürüne soruyorum;
Tabipler Birliğinin, üyeleri doktorlar değil mi, onlarda sizin müdürlüğünü yaptığınız kentteki sağlık kuruluşlarında görev yapmıyor mu?
Demek ki, sizin valiliğe, dolayısıyla bakanlığa ulaştırdığınız bilgiler ile Tabipler Odasının birebir edindiği bilgiler arasında çelişki var.
Şöyle bir göz gezdirdim, diğer illerin sağlık müdürlerinin bu türden açıklamalarına rastlamadım. Çünkü tablo ortada, durum şahsi ikballeri kurtarmaya dönük bir durum değil. Yukarıda söz ettiğim gibi, hepimiz virüs’ün müşterisi, vakitsiz ölümlerin adaylarıyız, tabi ki siz de dâhilsiniz bu kotaya. Gerçekçi olmakta yarar var, meslektaşlarınıza yönelttiğiniz cümleleri daha dikkatli kullansaydınız iyi olurdu, sonuçta sıkıntılı bir anınızda size sahip çıkacak olan yine onlar olacaktır.
**
Dedik ya; tedbirsizlik Corona ölümlerini artırdı, hastaneler yetersiz kaldı. Toplu cenaze namazları yasak, taziye kurmak yasak. Bunlar çok doğru kararlar.
Sela okunmasının ‘yasak’ olduğunu da yeni öğrendik. Diyarbakır’da yaşanmış bu olay, bir iki gün önce. Bir yurttaş, ölen kız kardeşi için sela okunması için camiye gitmiş, talep kabul edilmemiş.
Sela okunması da mı yasak!
Anlam veremedim.
Ölümler duyulmasın diye mi!
Acaba.
Gel de böyle düşünme arkadaş.
Topuz kaçtı, kantar da çalışmıyor.
Bu bilgi, ‘oradan, buradan’ değil, güvendiğim bir Diyarbakır
Beyefendisi abim aradı, hayretler içinde durumu aktardı.
Naci Sapan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.