CANLILIK
Canlı olmak nedir, nasıl bir şeydir, canlı olmanın evrensel sırrı nedir, canlılık bu sırrın kendisi midir? Canlılığı nasıl anlayabiliriz, doğa ve evren nasıl bir canlılıktır, yaşadığımız evrende, cansız olan bir şey var mıdır, varsa nelerdir bunlar? İnsan ve canlılık nasıl bir anlamdır?
Organik İnorganik
Bir dönem, varlığın kendisi organik, inorganik şeklinde izah edilirdi. Bitki, hayvan ve insan organik olarak görülürken, bunlar dışındakiler ise inorganik olarak tanımlanırdı. Canlı ve cansız gibi ayrışmalar, doğa ve evreni ifade etmede yetersiz bir içeriğe sahiptir. Bilmemiz gereken, öncelikli şey, doğa ve evrende cansız olan bir şey yoktur.
Canlılığa Dair Tarif
Bitki, hayvan ve insan için biyolojik canlılar diyoruz. Bunların dışındaki canlıları ise kimyasal canlılık olarak ele alıyoruz. Bunlar, birbirini tamamlayan ve bütünlük oluşturan canlılardır. Evreni, bir bütünen canlı doğa olarak görüyoruz. Canlı bir evrenle iç içe olduğumuzu söylüyoruz.
Hareket
Hareketin kendisi canlılığı oluşturur. Yani hareket, canlılıktır.
Cansızlığa Dair Bir İişaret Var mıdır?
Canlı olan evrende, cansız olan bir şey yok mudur sorusu, elbette dikkat çekicidir. Buna hayır diyemiyoruz. Canlılık, cansız olan üzerinden var eder kendini. Cansızlık olmadan, canlı olanı tarifleyemeyiz. Genelde canlılık ve cansızlık; insan, hayvan, bitki ve bunlar üzerinden ele alınır. Canlı ve cansızlık, bu çerçevede ele alınınca esas yön gölgede kalır ve gözden kaçırılır. Enerji, atom, yıldızlar, gezegenler, bitkiler, hayvanlar, insanlar ve bu evrim bütünlüğünde oluşan her şey, canlıdır. Bu anlamda, cansız olan bir şey yoktur.
Canlılık ve Cansızlığın Somut Hali
Varlığın kendisini canlılık olarak ele aldığımızda, yokluğun kendisi cansızlıktır. Kara delikler için farklı farklı yorumlar yapılsa da genelde buralarda hareketin olmadığı söylenir. Evrenimiz, hareketin yani canlı olmanın kendisi olurken, kara delikler hareketin olmadığı yerler olarak cansızdır. Kara deliklere dair yeni yeni kimi bilimsel gelişmeler olmakla beraber, bu yönlü araştırmalar da devam etmektedir. İnsan zihninde oluşturulan hayaller, kurgular, tasarımlar, hatıralar, simgeler, imgeler yani zihinsel fotoğraflar, bu eksende biriktirilen yaşam-zihin kopyalamaları ve işaretler, cansızlığa gösterilebilecek diğer bir örnektir. Bu boyutu ile ele alındığında canlılık ve cansızlık birbirine çok yakın sınırlardan oluşmakta, hatta iç içe geçmiş durumdadır.
Canlı Olmanın Kendisi
Canlılığı ve canlılığın canlılığını, fark etmek ve bilmek, canlı olmanın kendisidir. Canlılık, hareketin kendisiyken, canlılığın canlılığı ise farkındalığı ifade eder. Canlılığını fark etmemek ise cansızlıktır. Canlı olan yaşayandır, yaşadığını bilen, bunu anlamlı kılan, neşeli hale getirendir. Cansızlık ise bunlardan uzak, zihnin gölgesinde kalmaktır. İnsan zihnindeki cansızlık fark edildiğinde, doğa evrenin canlı olma sırrı da çözülür.
Canlı olma halini bilmeyen, görmeyen ve canlı olmanın neşesini yaşamayan, can alır. Canlı olanı yutar.
Evren, cansızlıktan doğan bir canlılıktır. Bunun en bilinir ve görünür hali insandır. Bunu bilmek canlı olmaktır. Bunu yaşamak, hayatı duyumsamak ve görünmeyeni görünür kılmaktır. Yaşam ve neşe bu canlılıktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.