BİR GORD EFSANESİ: KURTULUŞ DESTANI (3)
Aniden bir kıvılcım. Ve büyük çarpışma...
Sımsıcak bir rüzgar esmekteydi. Yemyeşil vadiler, yaylalar sararıp bozkırlara dönüşmüştü. Rojo kaf dağının zirvesinde bir zümrüd Anka gibi gözlerini açtı.
Baktı, daha önce hiç bakmadığı bir bakışla. Beklenen olmamıştı, madalyon harekete geçmemişti, peki o zaman bu madalyon bunca çile ne içindi, baktı Rojarya, halkının ve ordusunun çoğu ölmüş, galaksiler çarpışmış ve başka halklar ve ordular da hep ölmüş, yıldızlar tuzla buz olmuştu.
Bir kendi vatanı sağ görünüyordu, harabeler içinde erimiş ve yıpranmış, yaşlanmış bir şekilde. Peki madalyon neden, o zaman madalyon niye? Barışın künyesi önleyememişti savaşı, bu böyledir, olacak olan olur, olmayacak olan olmaz.
Hiçbir fani, hiçbir zamanda ve makanda gerçekleşenin önüne geçemez...
Kalanlarla toparlandılar, fezada büyük arayışa çıktılar. Hayatta kalabilecek başka mazlumları bulmak belki de asırlar alacaktı.
Uzayın bilinen kısmında her tarafa bakmak için başladı büyük yolculuk. Çoğalan milyarlarca meteora göğüs gererek, zaman zaman yaralar alarak ilerlediler.
Sonra bir şey oldu, köşede bir yerde daha önce görmedikleri, yeni oluşan bir bebeksi galaksi. Toz bulutları içinde masmavi bir küre. Halesi tazecik ve akışkan, heyecanlı. Buram buram yaşam ve umut burcusu kokan bu yer neyin nesiydi...
Bu tatlı gezegenin görklü dağlarına iniş yaptılar. Ve madalyon parladı. Yeryüzünde küçük bir güneş gibi. Aydınlığı hisseden herkes saklandıkları dağlardan çıkmaya, ışığın etrafında toplanmaya başladı. Bu olsa olsa bilge Amedya'nın işi olabilirdi. İhtiyar bilge mazlumları daha önce gizli tutulan en gelişmiş uzay gemileriyle fark ettiği bu körpe bahçeye göndermişti.
Umut hep vardı...
Rojarya gözlerini kapattı. Gözyaşı damlaları çapak noktasında. Burnu yukarıda nefes nefese. Alnı göğe bakarken... Anladı. Madalyon çarpışmayı önlemek için değildi, büyük ibretin sonrasında barışı sağlamak, henüz müddeti dolmayanları korumak, sakınmak, huzuru sağlamak, yeni bir dünya içindi.
Madalyondan sisli bir gökkuşağı yükseldi göğe. Bulutlara, kalın tabakalara dönüştü. Bu mavi yıldızı meteorlardan, istilacılardan koruyup kollayacak görünmez bir seddin mimarı oldu madalyon, Rojarya'nın fedakar kalbi...
Derken bulutlar da kurtuluşu, yeni bir doğuşu kutladı. Yıllarca dinmeyen yağmurlar yağdı ve göller, ırmaklar oluştu.
Sağ kalan muhafız ve mazlum canlar beraberce, birbirlerinin kültürüne saygı duyarak, bilgi ve emek paylaşımı, kardeşlik ve dayanışmanın izinde, huzur içinde yaşadılar.
Tevhîdî hakikatin gölgesinde, vahdetin aydınlığına erdiler.
Artık karanlık, ışıktan uzak durmaya mahkumdu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.