Bêjdar Ro Amed

Bêjdar Ro Amed

BİLGE KADINLA SORGULAMA -3-

BİLGE KADINLA SORGULAMA -3-

Bir anlığına da olsa, her şeyden uzaklaşıp, nasıl bir hayat ve iletişim içinde olduğumuzu görebilir miyiz? Görmek önemlidir. Bunu yapmadığımızda, nelerle iç içe kaldığımızı Bilge Kadınla sorguladık.

Hayatı bir nedene bağlamak zorunda mıyız?

B.K. : Hayatın ne olduğunu bilmeden, hayata dair bir şey yapamayız. Hayat nedir? Bunu bilmiyoruz. Hayatla ilgili, bu tür sorular sorduğumuzda, ya hayal kurmuşuzdur ya da geleceğe dair bir takım fikirler içindeyizdir. Ama bu hayat değil ki… Böyle bir hayatı bilmiyoruz. Bunu görmek ve anlamak da istemiyoruz. Bilmediğimiz bir şeyi düşünemeyiz. O zaman ne yapmalıyız? Aslında çok basit. Nasıl bir hayatın içinde olduğumuzu görmeli, onu tanımalı ve onu anlamalıyız. Bundan kaçmamalıyız. Bundan kaçarsak, hayaller kurar ve o hayallere çarparız. Hayaller bizi tuzla buz eder. Eritir. Görünmez kılar. Yaşadığımız her neyse, hayatımızdır. Bunu neden tanımak istemeyiz. Hep bir şey olmak peşinde giden insan, hayatsız insandır. Hayatsızlık, kim olduğunu gösterir. Bu, öyle bir körlüktür ki, ne kendini bilir ne de canlı olma halini. İşte bu insan, hayatı nedenlere bağlar. Hayatı, bir nedene bağlarsanız, nedenin kendisi olursunuz. Durmadan, uçuk şeyler yapar ve yaratırsınız. Her insanın taptığı ve taç haline getirdiği o korkunç şeyler, bunun ifadesidir. Hayatı nedenlere bağlayan insan, yarattığı şeylere kendini kurban eder.

Neden irdeliyoruz?

B.K. : İrdelemenin kendine özgü dili vardır. Bu dili bilmeden, göremeyiz ve sorgulayamayız. İrdeleme ve sorgulama yaptığımızı sanıyoruz. İrdeleyen insanın hali böyle mi olur, bu, nasıl bir oyundur? Bu oyundan, kendimizi kurtaramadığımız müddetçe, gerçek anlamıyla irdeleme içerisine giremeyiz. Aldık başımızı gidiyoruz . Egolarımızı kanat yaptık. Öyle yükseklere çıktık ki, aşağıya inemiyoruz. Bu insanın, irdeleme ve sorgulama gibi bir derdi var mıdır sizce? Maalesef yok. O irdelemiyor, irdelediğini sanarak, kendi tükenmişliğine alan açmaya çalışıyor. Hep bir şey olmak, bunun peşinde koşmak, bu nedenledir. Gerçek anlamıyla irdeleme ve sorgulama içerisinde olanlar, belirtmiş olduğumuz bu hayat gerçekliğinden kopanlardır. Bu hayatla bağı olmayanlardır. Yani bundan arınmış, uzaklaşmış bunlardan koparak kendini bulanlardır.

Gördüğümüz, anladığımız ve tamamladığımız ne var hayatta?

B.K.:Aslında çok şey var. Ama hepsi tersten. Tersten bir hayat kurduk, tersten ilişkiler geliştirdik, tersten yaşamlar inşa ettik ve bunu da sisteme bağladık. Sistem dediğimiz şey bizlerin eseri. Beğenip beğenmediğimize bakmayın, herkes kendi içsel çıkarına göre formüle eder, işler, konumlandırır ve sunar. Kim kimi ne kadar pazarlayabildiyse… Hayatı, gerçek anlamıyla yaşayamayanların oyunudur bu. Buna dahil olmayan insan olduğunda, rahatsız olur ve onun peşine düşer. Herkesi kendisine benzetir. Bu oyunun kuralı budur. Bu konumda olan insanın hayatı anlamak ve onu tamamlamak gibi bir derdi olmaz. Olursa kendisini bulacak, kim olduğunu bilecek, dönüşecek, hayatı en güzel haliyle yaşayacak, mutlu olacak, sevgiyle akacak ve huzura erecek. Böyle bir insan tamamlayan insandır. Anlamak da budur.

İçten bir gülümsememiz bile yok, neden?

B.K.: İçtenliğimizi kaybettik. Samimiyetten uzaklaştık. Doğal olan neyimiz varsa, bıraktık. Böyle bir insanın gülümsemesi olur mu? Bu hayatı yitiren, her şeyi kaybeden insandır. Mal ve mülk açısından en zengin insan, en çok kaybeden insandır. İnanç, ideoloji, sanat hatta felsefe açısından bile çok çok zengin olan biri, her şeyi kaybetmiş insandır. Bunun nedeni ise kendini kaybetmesidir. Kendini kaybeden her şeyi kaybetmiştir.

Senin için yaşamsal başlangıç nedir?

B.K.:Kim olduğunu bil. Seni senden çalan her şeyi bırak. Giyinmiş olduğun, sana ait olmayan elbiselerden soyun. Seni sarıp sarmalayan egona son ver. İçsel yalnızlığından kurtul. İlk adım ve başlangıç böyle yapılır. Şeytan bile, onun kadar şeytan olmadığımız için bizi kıskanır. Şeytanın bile aklına gelmeyecek kadar derin şeytanlıklar var içimizde. İlk adım bunu görmek ve bunu aşmakla olur. Bundan dönüşmeyen ve bundan özgürleşmeyen insanın başlangıcı olur mu?

Arkadaşlık, dostluk, sevgi ve aşk nasıl bir yaşamsal anlamdır?

B.K.:Hepsi de, içsel dönüşümün, en güzel zekasıdır. Nadide ve sade bir zekadır. Buna görmenin zekâsı diyebiliriz. Arkadaş arama, arkadaş ol. Dost arama, dost ol. Sevgi arama, sevginin kendisi ol. Aşk dilencisi olma, bizzat aşk ol. Bunları aramaya kalkan insanlar, bundan kopmuş, uzaklaşmış ve bunlara yabancılaşmış insanlardır. Sadece ol. Sevgi ve aşk olmuş insanın, sevgi ve aşk arama gibi bir derdi olmaz. Arkadaş ve dost olanın, arkadaş ve dost arama gibi bir açmazı da olmaz. Bunların kendisi olduğumuzda, yaşamsal anlam oluşur.

Unutamayacağımız bir şey söyleyebilir misin bizlere?

B.K.:Bu dünya, bütün yaşamıyla sana ait. Yarattıklarından kaçma. Şikâyet etme. Eserini beğenmiyorsan, bu eseri ortaya çıkaran kendinle yüzleş. Dünya sensin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bêjdar Ro Amed Arşivi
SON YAZILAR