Acılara tutunarak iyileşeceğiz
Bu kadar büyük bir deprem felaketinden sonra bu felaketi yakından yaşamış insanların ayakta kalabilmesi çok kolay olmayacaktır. Özellikle onlar için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hayatlarında hep öncesi ve sonrası olacak. Depremin yarattığı sorunlar geride kalanların ruhunda ve bedeninde yıllarca iyileşmeyecek bir travmaya yol açacaktır. Bu yaraların kabuk bağlaması ve iyileşmesi biraz zaman alacaktır. Bir iyileşme olacaktır ama yitip gidenlerin acısı ve özlemi hayatlarının yanı başlarında onları her zaman takip edecektir.
Yıllardır deprem uzmanları bir deprem ülkesi olduğumuzu, gereken önlemlerin alınması için yırtınıp duruyorlar. Hatta birçok yer için deprem eli kulağında diye sürekli uyarıyorlar.
Çok uzak olmayan bir geçmişte çok yıkıcı depremleri yaşamış bir ülkeyiz, Bazılarının anıları hala canlılığını koruyor olmasına rağmen, yeterli dersler çıkarılıp gereken önlemler alınmadığı için aynı acıları hatta daha fazlasını yaşamaya devam ediyoruz. Deprem kaçınılmaz bir doğa olayı ama gereken önlemleri almak, depreme dayanıklı binaları yapmak da gerekiyor.
Her deprem yıkıp geçtiğinde enkazlarda onca sevdiğimizi, dostumuzu, canımızı bırakıyoruz. Defnettiğimiz insanlar mezarlara sığamaz oluyor. Her seferinde yaşadığımız felakette insan ve yapım kusurundan kaynaklanan hataların son bulması gerekiyor. Her yaşadığımız felaketten sonra gereken önlemler alınsın diye üzerine çokça konuşuluyor, yazılıyor. Ama bu süreçler bazı rantsal çıkarlara kurban ediliyor. Deprem mevzuatlarına uyulmuyor. Yetersiz ve kusurlu yapımlara göz yumuluyor.
Sonuç ta ailelerin yüreğine ateş düşüyor. Bu ateş hepimizi yakıyor. Deprem bölgelerini bir felaketin eşiğine getiriyor. Yıllarca onarılması güç yaralar açıyor. Depremler bir dünya gerçeği, deprem fırtınası hala yakıcı biçimde bizi tehdit ediyor. Bundan sonra gereken tedbirleri almakta ertelenemez bir sorun olarak duruyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.