Milli iradenin temsil edildiği parlamento çatısı altında tek adam tek parti süreci işletiliyor. Türkiye’yi, Laikliği, Cumhuriyeti, Demokrasiyi, Parlamenter rejimi yok etmeyi görev olarak üstlenmişler dörtnala yol alıyorlar.  

Demokratik rejimin en önemli özelliği olan güçler ayrılığı ilkesini yok edip, millet iradesinin temel dayanağını ortadan kaldırıp güç erkini tek adam da toplamak istiyorlar.

Türkiye’yi hamaset içeren, ötekileştiren, ayrıştıran tek yanlı söylemlerle içinden çıkılması zor görünen bir girdabın içine doğru sürüklüyorlar. Onlar bize, ekonomik, sosyal ve siyasal çöküntüyü, terörü ve sayısını gün geçtikçe unuttuğumuz sırasız ölümlerin mevcudiyetinde bir yaşam bir Türkiye dayatıyorlar.

Şunu unutuyorlar; Türkiye halkı ‘Böyle yaşayacaksınız’ dayatmasına karşı direncini 90 yıl önce ortaya koydu ve başardı. Bu Milleti, 90 yıl önce Laik Cumhuriyetin herkesin yaşamına olanak tanıyan kodlarından, demokrasiyi, insan hak ve hürriyetlerini içselleştirmiş, başkasının yaşam biçimine dokunmayan yaşam biçiminden saptırmak istiyorlar. 

Toplumsal uzlaşı ve mutabakatın kapsama alanı dışında tek partiye, kişiye özel bir anayasa ve başkanlık sistemi dayatıyorlar.

Bu nedenle; Ne sistem ne de Rejim değişikliği, onların kafasında ne varsa olmasına izin vermemeliyiz. 

İnsanlarımızın hak ve özgürlüğünü tek adama teslim etme girişimi hiçbir şart ve koşulda kabul edilmemelidir.

**

Anayasalar toplumsal uzlaşma metinleridir. Toplumun bütün kesimlerinin ortak akıl ve kabulünü gerektirir. Böyle olması gerekiyor ki, toplumun bütün renkleri, dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bütün yurttaşlarımız eşit ve özgür koşullarda birlikte yaşayabilsin. Bizim bir tek kaygımız var, o da böyle yaşamak, böyle yaşatmak.

İşte bu nedenle ‘HAYIR’ diyoruz.

ŞİLİ HALKI DİKTATÖR PİNOCHET’İ VE İKTİDARINI 15 YIL SONRA NASIL DEVİRDİ?

REFERANDUMDA YÜZDE 55 ‘HAYIR’ DİYEREK.

DİKTATÖRLERİ EN AĞIR KOŞULLARDA DAHİ DEVİRMEK MÜMKÜN!

SORU ŞU; ‘TEK ADAM MI? TÜRKİYE Mİ?

CEVABIMIZ; ELBETTE Kİ TÜRKİYE