SÖYLENCELERDE GÜNCELİ YAKALAMAK
Şimdi okuduğum Donna Rosenberg’in Dünya Mitolojisi kitabı çok ilgimi çekti. Siz değerli okurlarla da paylaşmak istedim. Mitolojiye ilgi duyanların da okuması gerekir diye düşündüğüm bir eser. Yazar bu eseri ortaya çıkarmak için, çok emek harcamış. Değerli bir başucu eseridir. Kıtalardan, birçok halkın yaşatıp günümüze taşıdığı söylenceleri bir araya getirmiş. Denizaşırı ülkelerde yaratılsa da, halkların söylencelerinin ne kadar ortak noktaya sahip olduklarını, bu eseri inceleyince daha iyi görme imkânına sahip olabiliyoruz.
Söylencelerin ana konusu hemen hemen her kültürde benzer oluyor. İnsan ve insana özgü olan; umut, korku, istek ve yaşamdan beklentileri yansıtıyor. Var olma kararlılığını dile getiriyor. Tarihsel süreçte nerdeyse her halkın kendine özgü bir yaratılış söylencesi oluşuyor. Bu söylencelerde halklar var olmak ve varlığını geleceğe taşımak için ihtiyaç duyduğu; yaradılış, kahramanlık, bereket, ölüm, doğa olayları, inancı, aşkı, sevgiyi, erdemli insan… vb. konuları işlemişlerdir. Dünya görüşünü ve manevi değerlerini oluşturan bu söylenceleri benimseyen ve içselleştiren halklar; bunu kültürel değerlerinin ayrılmaz bir parçası haline getirmişlerdir.
Söylencelerin özünü oluşturan konular, yaşamlar ve olaylar, farklı bölge ve kıtaların karakteristik özelliklerini yansıtsa da; sınırlarını aşarak, insanlığın ortak değerleri olma özelliğini de kazanmıştır. Tarihin derinliklerinden damıtılarak gelen bu değerler yerel özelliklerini aşarak evrensel karakter kazanmışlardır. Kültürler birbirlerini karşılıklı olarak etkilemişlerdir. Söylenceler incelendiğinde aralarındaki zaman ve zemin farklılıklarına rağmen; kültürlerin birbirlerine ne kadar benzer oldukları ve birbirlerini nasıl etkiledikleri daha iyi görülecektir.
Yazar kitabın önsözünde şöyle bir değerlendirmede bulunuyor; ‘’ Önyargılar, kültürel farklılıklara ilişkin klişelerden ve yan tutmaktan kaynaklanır. Dünya söylencelerini inceleyen bir kişi her kültürün ayırt edici yönlerini öğrenir ve bu süreç içinde daha insancıl olur. İnsanların coğrafi dağınıklıklarına karşın, zaman içinde, ne kadar benzer olduklarını görür.’’
‘’ Her kültürün söylence kahramanları gibi, bugün de insanlar kişisel arzuları ile başkalarına karşı sorumlulukları arasında bir uzlaşma bulabilmek için seçim yapma zorunluluğu ile karşı karşıyadır.’’ Belirlemesini yaparak, söylencelerin birçok yaratıcı ve entelektüel çabalara ilham verdiğine dikkat çekmektedir.
Yazılı ve sözlü anlatımlarla günümüze taşınan bu yaratımlar bir toplumun dünya görüşünü ve manevi değerlerini temsil ederler. Bu öykülerden çıkarılacak çok derslerin olacağı bir gerçektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.