Hayallerinin vakti değil
Viktoriya Vdovychenko, “NATO üyeliği meselesinde maalesef beklenen mucize yaşanmadı. NATO, İttifak’a katılma isteğimizi şimdiye değin hep savaş daveti olarak algıladı. Ve en önemli NATO ülkeleri ABD ve Almanya da buna hiç hazır değil. Vilnius’taki zirvede hem İsveç’in üyeliği hem de savunma giderlerinin artırılması konularında gerçekten çığır açıcı kararlar alındı. Ukrayna ise katılım perspektifine dair şaşırtıcı derecede muğlak ifadelerle yetinmek durumunda kaldı.” Yorumunu yaptı.
Zelenskiy, Ukrayna’nın hemen NATO üyesi olamayacağını biliyordu. Ama beklentisi en azından Rusya’ya bir mesaj olarak, Kiev’le katılım müzakerelerine başlama kararı alınmasıydı. 2008’de ki zirvede de NATO Ukrayna’nın üyelik başvurusundan memnun olduklarını ifade ettikleri halde ertelemişti. NATO geçmişin de yaptıklarını tekrarlıyor. Nerdeyse 2 yılını dolduracak savaşın geleceğine yönelik net olmayan belirsiz vaatler vermekle yetiniliyor. Verilen mesajlardan anlaşılan, 2008’te olduğu gibi, Rusya ile karşı karşıya gelinmek istenmiyor.
Otokrasilerin hızlıca arttığı bir dünya da, aksak da olsa işleyen demokrasileri, uzlaşarak korumak gerekir. 31 üyeli bir örgütün tamamının aynı düşüncede olması beklenemez ama bugüne kadar anlaşmalar, görüşmeler, uzlaşmalar ve tavizlerle, yani aksak demokrasileri tanımlayan tutumlarına rağmen masayı terk eden de olmadığı gibi, pek çok devlet de masaya katılmak arzusunda.
Diğer taraftan, Ankara'nın yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, katılım protokolünü en kısa sürede onaylanmak üzere TBMM'ne sunacağı açıklaması İsveç'in NATO üyeliğine, yeşil ışık yaktığını anlıyoruz. Bu durum da Türkiye’nin Batı rotasına girmesi, Putin ile ilişkileri zayıflatacak gibi görünüyor.
ABD İskandinav yarımadası üzerinde kontrolü sağlayan stratejisi ile üye ülkeleri kendine daha yakınlaştırarak güçlendi. Türkiye’de, Putin’den uzaklaşıp yüzünü ABD’ye dönecek.
Türkiye İsveç'i daha fazla oyalamayıp yeşil ışık yakması, Putin’in, savaşın sonuna kadar Türkiye’de tutulmasını istediği beş Ukraynalı komutanı serbest bırakması, Karadeniz’deki tahıl trafiğinin, Türkiye’nin münhasır koruması altında da olsa devam ettirme güvencesini vermesi, Putin’e verilen değerin azaldığını gösteriyor.
Çünkü Körfez ve Rusya ile iyi ilişkilerin Türkiye'yi düzlüğe çıkaramayacağı anlayan Türkiye'nin uzun vadeli çıkarının, Avrupa Atlantik ekseninde kalmayı sürdürmesini gerektiriyor.
Bu arada 2022 yılında açıklanan, uluslararası bağımsız kuruluşların evrensel değerleri baz alarak hazırladıkları raporlarda Türkiye her konuda olumsuz gözükürken. Avrupa Birliği hayallerinin vakti değil, neyse…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.