Haramdan kaçanı Allah haramdan korur
Timur hükümdarlarından Şahıruh zamanında, Nimetullah Efendi adında bir Allah dostu yaşamıştır.
Şahıruh, bir gün ziyaretine gelen Nimetullah Efendi’ye mânâlı bir ifade ile takılır.
“İşittiğime göre gönderilen hediyelerden yiyormuşsunuz. Hâlbuki hediyelerin içinde bazılarının haram maldan kazanılmış şeyler olma ihtimali kuvvetlidir. Bu haramlardan nasıl yersiniz?” diyerek soğuk bir şaka yapar.
Nimetullah Hazretleri şu cevabı verir:
“Bize helâl tarafı gelir, haram yemeyiz. Allah haramdan kaçan kulunu korur, ona haram yedirmez. Yeter ki o kul, haram yememek azminde olsun.”
Şahıruh, Nimetullah Efendi’nin bu sözünün zayıflığını ispat etmek için adamlarına gizlice emir verir. Hemen koşarlar, şehrin dışında tek kuzusunu otlatan bir kadıncağız görürler. Kadıncağızın kuzusunu ondan habersiz alıp saraya götürürler.
Kuzu orada hemen kesilir, güzelce kebap yapılır. Ziyafete haram yememe konusundaki hassasiyetiyle bilinen Nimetullah Efendi’yi de davet ederler.
Nimetullah Efendi de daveti reddetmez, icabet eder. Saraydakiler de az sonra mahcup olacağı düşüncesiyle neticeyi heyecanla beklerler.
Şahıruh, Nimetullah Efendi’yi sofraya buyur eder. Birlikte otururlar. Vezir, vükelâ hepsi de önlerindeki kuzu etinden iştah ile yerler. Tabii ki Nimetullah Efendi de aynı şekilde ikram edilen kuzu etinden iştah ile yer.
Yemekten kalkanlar ellerini yıkarlar, sedir üzerine oturup işin sonunu beklerken, Şahıruh tebessüm ederek söze başlar:
“Ey Allah dostu! “Allah haramdan kaçan kullarını korur, haram yedirmez’ diyordunuz. Bak işte, haramı bal gibi sen de yedin. Demek insan bilmeden de haramdan yiyebilir” diyerek kendini savunur.
Bunun üzerine Nimetullah Efendi: “Ben haram yemedim. Bu yemek, bana helâldi. Size haram idi. Haramdan kaçanı Allah haramdan korur.”
“Nasıl olur? Beraberce yediğimiz bu kuzuyu, adamlarımız kırda sahibi olan bir kadından habersiz aldılar. Bu kuzunun haram etinden sen de bizimle birlikte yedin.”
“Bu kuzu benim için helâldi. Sizin için ise haram. İsterseniz, kuzuyu sahibinden habersiz aldığınız kadını bulun ve ona sorun.”
Şahıruh’un adamları koşarlar, kuzusunu habersiz aldıkları kadıncağızı bulurlar, ondan kuzuyu niçin otlattığını sorarlar.
Bir şeyden habersiz kadıncağız, aynen şu cevabı verir:
“Burada Nimetullah Efendi adında bir büyük zâtdan bahsediyorlar. Kuzumu onun için özenerek besliyordum. Bu kuzuyu Nimetullah Efendi için kesip pişirip ona ikram edecektim “ diye cevap verir.
Böylece bu Allah dostuna olan hürmet ve muhabbet kat be kat artarak oradaki herkes anlar ki gerçekten de “haramdan kaçanı Allah haramdan korur.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.