Galiba bu kez olacak!
Nasıl, ne şekilde olacak bilemiyoruz, ancak Galiba bu kez olacak gibi görünüyor.
40 yılı aşkın bir çatışmalı zamanı geride bırakacak bir ortam var.
Tecrübeler var, yaşanmışlıklar söz konusu, toplumsal geleceğin garantiye alınması yönünde bir çaba devrede. İyi niyetli olmayı ayrı bir yerde tutuyorum, ilkeli, kararlı, duygusal olmayan kararların devreye sokulması gerekiyor.
TBMM çatısı altında toplumun bütün kesimlerinin gözleri önünde şeffaf ve katılımcı bir çözüm arayışının başlamış olması şimdilik toplumsal bir karşılık bulmuş gibi. Bu durumun nasıl devam edeceği, nasıl bir ivme kazanacağı konusunda çok fazla öngörü ortaya koyamamakla birlikte, muhatapların tamamının toplumsal huzur güven, sağlıklı bir gelecek şiarı ile hareket ettiğine tanıklık ediyoruz.
Herkesin aynı şeyi düşünmesi, yâda ortaya konulacak irade konusunda yüzde yüz ortaklaşması mümkün değil, ancak toplumsal barış için asgari müştereklerde buluşmak mümkün. 40 yılı aşkın bir süredir can yakan bir sorun olan Kürt meselesinin demokratik temayüller doğrultusunda çözüme kavuşturulması, bu yönde çaba gösterilmesi önemli.
Son bir haftalık görüşmeler, bu konudaki destek açıklamaları başlatılacak sürece büyük katkı olacak. Şimdilik durum bir sürece hitap etmiyor gibi görünebilir, ancak bir sürecin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. 40 yıllık çatışmalı zeminden kaynaklı can yakan bir sorunun kısa sürede her kesimin arzu ettiği düzeyde bir boyutta ilerlemesi yâda sonuç alınması elbette ki zaman alacaktır. Dünyadaki örnekleri de sabırla sınanmış benzer çözüm süreçlerinin doğru bir yere evirildiğini görüyoruz.
Türkiye’nin de Dolmabahçe sürecinden kaynaklı tecrübelerinin şimdiki durumu kontrol ettiğini gözlemlediğim için, ‘Galiba bu kez olacak’ başlığını uygun gördüm, toplumsal algıda bu minvalde. Gelecek kaygısını ortadan kaldıracak, barışa, huzura, ölümlerin olmadığı bir sürecin başlaması gerektiğine odaklanan büyük kitlelerin beklentisine cevap vermek önemli. Parlamentonun üstleneceği sorumluluk toplumdaki güveni daha da artıracaktır.
Elbette ki meseleyi sadece Türkiye ile sınırlı değerlendirmemek gerekiyor. Suriye’deki gelişmeler, Suriye Kürtlerinin statüsü konusu da Türkiye’de sağlanacak ortak tutumun bir parçası olacaktır. Türkiye, kendi Kürtleri ile sorunlarını çözdüğü takdirde, komşu ülkelerdeki Kürtlerle olan bağını da ciddi anlamda güçlendirmiş olacak.
Bütün mesele; sorunların demokratik çerçevede demokrasi ile taçlandırılması ile ilgilidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.