DİYARBEKİR’DE KIZ İSTEME VE DÜĞÜN
Diyarbekir’de düğün kız görme, çeyiz düzme, kına ve düğün olmak üzere dört safhadan oluşur…
Kız Görme
Evlenme çağına gelmiş gençlere kız aranmaya başlanır, burada eş-dost devreye girer.
Mahallede çöpçatan ablalar, bazen ev-ev gezen falcılar, natırlar devreye girerler…
Gelinlik kızlar genelde ev gezmelerinde, şaqre günlerinde, kına ve düğünlerde, hamamda görücüye çıkılır, aranan gelinlik adayı bulununca, aile beğendiği kızın ailesine haber salınır. Kızın ailesinden olumlu cevap gelince de, kızı istemeye giderdiler, genelde damat ve gelin adayı birbirlerini görmezlerdi. Bundan dolayı damat ve gelin adayı, anne ve babalarının beğendikleriyle evlenmek zorunda kalırlardı…
Kız İsteme…
Arabulucu, kızın ailesiyle verilecek başlıkta anlaşır, bu başlığa “Kesi-biçi” denir.
Erkek tarafı kız evine, özel olarak hazırlanmış şeker, tatlı tepsisi, çikolata tepsisi ve şerbetler gönderilir. Giden kafilenin önünde bir kadın arada zılgıt çekerek beraberindekilerle birlikte bu zılgıtlar kız evine kadar devam eder.
Akşam kız tarafına kız istemeye gidilir.
Aileler birbirlerini tanımaya başlarlar, sohbetler koyulaşır, kahveler içilir, kız isteme faslı başlar, dualar okunur, yüzükler takılır mutluluklar dilenir…
Çeyiz Hazırlığı…
Çeyiz gelinin ailesi tarafından hazırlanır, eksikler tamamlanır bazen bu eksikler uzun sürebilirdi.
Çeyiz eşyaları; gümüş çekmece, gümüş el aynası, gümüş nalın, hamam tası, gümüş kildan, fildişi tasarımlar, çit ve eşarplar ve o eşerpları muhafaza etmek için el işlemeli kafes, şerbet takımları, içecek takımları, rahle, el işlemeli dantelalar, etaminler, boncuklar, el işlemeli ceviz sandık, özenle hazırlanmış atlas yataklar, rengarenk yorganlar, renkli işlemeli yastıklar, gümüş tepsiler…
Çeyizin Serilmesi…
Gelin evinde büyükçe bir odada çeyiz özenle serilir, çeyiz üç gün boyunca görücüye çıkarılır, çeyiz bir deftere kaydedilir, üç günün sonunda erkek tarafı çeyizi kontrol edilir listeyle birlikte itinayla toplanır törenle götürülür, gelin ile damadın odasına yerleştirilir.
Gelinin Kına Gecesi…
Düğünden birkaç gün önce oğlan evi, kız tarafına kına ve mum hazırlarlar. Kına bir leğene konur, simli, şık ve ipekli bir bohçaya sarılır, özel olarak hazırlanmış mumla kına, kız evine gönderilir.
Kına gecesi törenine geçilir, gelinin el ve ayakları kınalanır. Gelinin Kız kınasında saz ekibi kadınlardan oluşur, sazlar çalınır, maniler ve şarkılar söylenir:
“Kınayı getir ane, parmağın batır ane
Bu gece misafirem, koynunda yatır ane”
“Bir mumdur, iki mumdur, üç mumdur, dört mumdur,
Bana bir bade doldur, bu ne güzel düğündür
Ha ninna ha ninna!”
Şarkılar, türküler eşliğinde gelinin gözyaşlarıyla birlikte kına tilililililillerle zılgıtlar çekilir.
Ki buke ki buke heeee!
Halaylar, çiftetelliler oynanır kurdeşenler dökülür, gelinlik yaşındaki kızlar görücüye çıkar…
Erkek Kınası…
Düğünler, kına geceleri, sünnetler ve asker uğurlaması dediğimiz cemiyet günleri bazalttaşlı avlulu evlerde yapılırdı…
Kınadan ve düğünün organizasyonundan sağdıç sorumludur, davetlileri karşılar düzeni ve sükûneti sağlar, saz ekibini denetler, saz ekibi yerini alır. İlk önce türküler yakılır, ardı sıra oyun havaları sonra halaya geçilir, kadınlar zılgıt çekerler, erkek “Ki zava, ki zava… heeee!” sesleriyle ortalığı inletirler…
Damat avlunun ortasına konulan sandalyeye oturtulur, sağdıç kına dolu tepsiyle avluya gelir damadın etrafında halka oluşturan davetliler halaya durup damadın etrafında dönerken, kınanın üstündeki mumlar sağdıç tarafından yakılır ve damadın çevresinde oynaya oynaya kına tepsisini elden ele dolaştırırlar.
Hep birlikte söylenen şarkılar, türkülerle damada kına yakarlar. Kına yakma ritüeli ile birlikte esas eğlence başlar.
“Kınayı getir ane,
Parmağın batır ane…”
“Oğlan bizim, kız bizim, geliyor düğün alayı kaynanalar çeksin halayı…
” Helhele bakın geline deste gül verin eline!”
Düğün Töreni…
Düğün alayı gelmeden sağdıç ve arkadaşları damadı hamama götürürler, yıkanıp paklanırlar…
Düğün töreninden önce gündüz, damat ve akrabalar tarafından getirilen payton-taksilerle düğün evinden gelin evine gidilir, gelin alınma esnasında, gelinin kardeşleri odanın kapısını kitlerler, “damattan kapı arkası” parası alırlar.
Gelin arabası özenle süslenmiş, çocuklar için paralar hazırlanmış ve yola konulur, gelin sağdıçı ve yakın arkadaşları ile arabaya bindirilip şehir turu atılır, yol kesen çocuklara damat veya sağdıç tarafından harçlıklar verilir. Şehir turu bitiminde araçlar düğün evine gelinir.
Gelin, kapıdan içeri girmeden önce bir testiyi yere çalıp kırar ve kapı üstüne de yumurta fırlatır ve düğün evine girer.
Daha önce gelin için hazırlanmış odaya gire ve pencereden arkadaşlarıyla düğünü izlerler, onlar da odada arkadaşlarıyla gönüllerince oynarlar…
Düğün böylece başlar, türküler, oyun havaları ve halaylarla devam eder, avlunun ortasına bir sandalye konulur, damat oturtulur berber elindeki çantasından aletlerini çıkartır, damat tıraşına başlar, damadın boynuna bağlanan peştamala damadın arkadaşları ve davetliler toplu iğnelerle para iliştirirler…
Tıraş bitince damat da halaya icabet eder, halay döner zılgıtlar çekilir ve düğün nihayet bulur…
Sağdıç tarafından damat-gelin tepsisi odaya bırakılmıştır, bu tepside her tür çerez, şekerleme, tatlı, lokumlardan oluşmaktadır…
“Onlar erdi muratlarına biz çıkalım kerametine!”
Düğünümüz şen ola!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.