Beyin göçüyle neler kaybediyoruz
Saymakla bitiremediğimiz zenginliklerimiz var. Ama bu zenginlikler bizlerin yaşamına ne kadar yansıdığı hep tartışmalı olmuştur. Son zamanlarda özellikle doktorlardan, çeşitli meslek gruplarından ve üniversite öğrencilerinden yurt dışına gitme oranında bir artışın olduğu basına ve sosyal medyaya yansımaktadır.
İlk yurt dışına yaygın göç dalgasını 1960’larda köyden kente göçlerin başlamasıyla karşılaşmıştık. Kentlerde yeterli iş olanağı bulamayan genç ve dinamik olanlar seçilerek ucuz iş gücü olarak gurbet yollarına düşmüşlerdi. O dönemlerde yaşanan gurbete, yaban ellere gitmek zorunda kalanların aile yapılarında ciddi parçalanmalar, gittikleri ülkelerde ciddi uyum sorunları yaşanmıştı. Bu sorunların etkileri halen de devam etmektedir. Daha sonraları 12 Eylül sonrası siyasi nedenlerle başlayan yurt dışına gidişler de farklı sorunlara yol açtı.
Şimdi beyin göçü olarak yansıyan terki diyar etmenin ne tür sonuçlar yaratacağına ilişkin bazı öngörüler yapılmaktadır. Ancak gerçek sonuçları önümüzdeki süreçlerde daha gerçekçi olarak ortaya çıkacaktır. Şimdi gündeme gelen beyin göçü dalgasında gitme eğilimi olanlar öncelikle kendi dallarında uzmanlaşmış, akademik kariyeri olan kişilerden oluşması, ileride bazı boşluklar yaratacaktır. Çünkü yetişmiş insanların kaybı daha kaliteli, verimli ve sonuç alıcı hizmetlerin verilmesini etkileyecektir. Bu kişilerin yapacakları bilimsel araştırma ve elde edecekleri sonuçlar açısından da baktığımızda bir boşluk yaratacaktır. Ayrıca beyin göçü kapsamında görülmesi gereken öğrencilerin, eğitim ve öğretimlerini yurt dışında devam ettirmeleri, hatta bu eğilimin lise düzeyine kadar da düştüğüne ilişkin haberleri de dikkate aldığımızda gelecek için kaygılanmamak elde değil.
Atalarının, babalarının yaşadığı topraklardan kopmak, başka ülkelerde geleceğini aramak durumunda kalmak, trajik bir durumdur. Yurt dışında, hangi koşullarda yaşayacağını tam olarak bilemeden bunu göze almak o kişiler açısından kolay bir karar olmasa gerek. Çünkü gittiği ülkenin kültürüne adapte olmak, dilini öğrenmek, yasalarına tabi olmak gibi birçok zorluğu ve bilinmezliği göze alarak gitmek kolayca alınacak bir karar değildir. Bu durumda kalan bireyler için bir travma olduğu gibi ülke için de bir kayıptır.
Bir toplumun geleceğe taşınmasında yetişmiş beyinlerin önemi bilinmektedir. Bu yüzden gençlerin okuyup kariyer yapacağı ve okulu bitirdikten sonra da istihdam edileceği iş imkânlarının hazırlanması gerekmektedir. Yetişmiş beyinlerin göç etmeye ihtiyaç duymayacakları yeterli koşul ve olanakların sağlanması gerekmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.