AFRİKA’NIN İSYAN ÇIĞLIĞI STEVE BİKO (1)
Amerika’nın keşfedilmesiyle, Avrupalı sömürgeci güçler iştahını kabartan kıta; yağmalanması gereken eşsiz bir kaynak olurken; Amerikan yerlileri için, kıyametin başlangıcı olur. Bakir olan kıtanın sadece maddi zenginlikleri yağmalanmaz; aynı zamanda yerli halklar da kırımdan geçilerek, tarihin en vahşi soykırımı uygulanır. Uygarlıklar tarihin karanlıklarına gömülür. Tarihin yitik halkları kategorisine yenileri eklenir. Bu yağma ve talan Avrupa’ya zenginlik olarak akarken; aynı zamanda insanlık tarihinin en suçlu dönemlerinden birini oluşturur.
İnsanoğlunun kara kirli tarihini oluşturan bir başka kıta da Afrika’dır. Afrika’nın yerli halkları olan siyahîlerin başlarına gelen kıyametler de; Amerika’da yerlilerin yaşadıklarından farklı olmaz.
Afrika’nın kara derili, kara bahtlı insanları; deniz aşırı köle pazarlarında satılır, kendi topraklarında köle, ülkesinde ikinci sınıf vatandaş olur. Aşağılanır, insan yerine bile konulmaz. Her türlü hakkı hukuku gasp edilir. En ağır ve en alt işlerde, boğaz tokluğuna çalıştırılır.
Güney Afrika; tüm kıtanın başına gelenlerin adeta laboratuarı olur.1910’da ırkçı beyaz azınlık İngiliz emperyalizminin de desteğiyle iktidara gelir. Güney Afrika Cumhuriyeti, 1948 yılında ırk ayrımına dayanan beyaz azınlığın Apertheid rejimiyle yönetilmeye başlar ve siyahîler “aşağı ırk” ilan edilir. Günlük yaşamın her alanı, bu ayrımcılığın kendini hissettirdiği kurallarla donatılır. Siyahlar; beyazların kullandığı umumi tuvaletlerden tren vagonlarına; yerleşim yerlerinden, okullara, sahillere, Pazar yerlerine kadar birçok alana girmeleri yasaklanır. Siyahlar; kentlerden uzak alanlarda yaşamak zorunda bırakılırlar. Başta altın ve elmas olmak üzere madenlerde ve en ağır işlerde, boğaz tokluğuna ve insanlık dışı koşullarda çalıştırılırlar.
Siyahîler bu politikalara karşı sessiz kalmadılar. Çok ağır bedeller ödeseler de; her fırsatta karşı koydular.
1912 yılında; bazı entelektüeller, orta sınıf ve bazı aşiret reislerinin katılımıyla kurulan ANC ve diğer kitle örgütleri bu yeni sisteme karşı bir dizi eylem, boykot, grev, sivil itaatsizlik gibi eylemler geliştirir. Bu eylemler yasadışı ilan edilerek bastırılır. Hareketin önde gelenleri vatan hainliği suçlamasıyla zindanlara atılır. İşkence ve katliamlar günlük yaşamın bir parçası olur.
Siyahî direnişin bastırılamaması, ırkçı rejimin ulusarası teşhiri; Apertheid rejimini zor duruma düşürür.
18 Kasım 1946’da fakir bir ailenin çocuğu olarak doğan Bantu Steve Biko; Lisede Apertheid rejiminin uygulamalarına şahit olması onda; tepkilerin gelişmesine yol açar. Ayrımcılığı protesto eden kimi etkinliklere katılması sonucu polis şiddetine maruz kalır ve okuldan atılır. Başka okullarda öğrenimine devam eder. Liseden sonra, St. Francis College’da Tıp öğrenimine başlar.
Üniversitede anti-Apertheid hareketine ilgisiz kalamaz. 1964’de Güney Afrika öğrenciler birliğinde aktif olarak yer alır. 1968’de Güney Afrikalı Öğrenciler Organizasyonunu oluşturur.
Bantu Steve Biko genç yaşta Güney Afrika’nın bağımsızlık mücadelesinde yer alır. Siyah Bilinç Hareketinin temellerini atan yazılar yazar; Siyah Bilinç Hareketi’ne öncülük eder1970’lere doğru gençlerin direnişleri ön plana çıkmaya başlamasıyla; Steve Biko tarafından kurulan Siyah Bilinç hareketi önem kazanır. Nelson Mandela’dan sonra en etkili liderlerden biri olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.