Aydın Alp

Aydın Alp

Acılardan kaçış diyalogları ve anektodlar! (1)

Acılardan kaçış diyalogları ve anektodlar! (1)

Öğle arası, Öğretmenler Odası’ndayız. 40 kişilik sınıflardan, canımızı zor kurtararak çıkmışız!  Dinleniyoruz. Ben olmasam, kimsenin ağzını bıçak açmıyor! Müdür Bey: ‘’Aydın Hoca’yı her gün full derse sokacağız, kahkahaları için. Yoksa okul mezarlık yerinde dönecek.’’ dedi. Öğretmenler Odası birden kızıştı. Allah’ını seven, bana laf atıyor!

Mahkeme suratlı, ağlak tipler de okulda öyle grup halinde üzerime geldiklerinden olsa gerek gece yarısı uykudan birden sıçradım. Kâbus görmüştüm! Rüyamda, öğretmen arkadaşlar hep birlikte beni son yolculuğuma uğurluyorlardı! Baklavacı Ejder Hoca, helvaları hazırlamış.  Yönetmenimiz Salih Hoca da cenaze törenini kameraya alıyor. Abdullah ve Hasan Hocalar, yasin okuyorlar. Moğol kardeşim de yüzüne sürdüğü boyalarla ve belden aşağı örttüğü yapraklara bürülü halde kös vuruyor ve ‘’Ey, Gök Tengri!’’ diye başlayan bir yakarıda bulunuyor. Sevgi Hoca da törenin resmini çiziyor. Tülay Hanım ‘’Sen ölmedin! Sen ölümsüzsün! Seni asla unutmayacağız!’’ diyor. Müdür Bey’in çalışkanlığı üzerinde, elinde kâğıt, kalemle mezar taşının çizimiyle uğraşıyor. Güzeller güzeli rehber hocamız Tuba da ağlamaklı bir ses tonuyla ‘’ESMER GÖZ BAĞIM’’ adlı şiirimi okuyor!

ESMER GÖZ BAĞIM (I)

dalgınım, dağınığım, savruğum

nasıl olduysa ve kendini bir anda

arap giysileri içinde bulan bir japon kadar şaşkınım

kendimi bilmez haldeyim

üzerimdeki cüzdandan öğreniyorum adımı soyadımı

böyle ne ettin sen bana kız

kara büyü mü, yoksa ölüm mü

başımı döndürüyor, dünyamı karartıyor

önüme çıkan her çukura düşüyorum

her duvara çarpıyorum

kezlerce özür dilediğim olmuş elektrik direklerinden

yollar bile ardımdan “yürrü…anca varırsın″ diyor

böyle ne ettin sen bana kız

kara büyü mü, yoksa ölüm mü

gözlerimle her karşılaşan kaçıyor

dostlarım bile afallıyor

yüzüme korkuyla gülümsüyorlar

hiç kimse saygısızlık edemez bana

olacak iş mi bu ama

herkese adınla sesleniyorum kızım

sen daha dünkü çocuksun

ağzın süt kokuyor

“ben benim” diyen kızları emzirdiğimde

belki yoktun dünyada

olacak iş mi bu ama

herkese adınla sesleniyorum çocuk

esmer gözbağım, sana ne diyeyim

ben bu duruma düşecek adam mıydım

uykularımın katili leyli

yüreğinle göremedin beni ne yazık ki

küçük, tatlı, esmer bela

kızım, son gülüm olmanı istemiştim

yüreğime karşılık verebilseydin eğer

azrail bile gölge etmeye kalksa

onu amed’ in surlarında pikniğe çıkarırdım

doruklarda kardelen derlerdim saçların için

yüreğimi koparıp göğsüne iliştirirdim...

esmer göz bağım, sana ne diyeyim

saçlarımı eylül aldı

bir parça aklım vardı

onu da sen alıyorsun

AYDIN ALP

AŞKLA VURULAN CEM YAYINEVİ 1996

RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER ) JJ YAYINLARI 2015

Ben öğretmenler Odası’nda arkadaşlara gördüğüm kâbusu aktarırken sözü Tülay Hoca aldı. O da benimle ilgili gördüğü, garip rüyayı aktardı. Dedi ki: ‘’Ben de rüyamda Aydın Hoca’nın öldüğünü gördüm. İmam, hocamızı yıkarken Aydın Hoca’nın birden kahkahaları patladı. İmam sırt üstü devrildi. Ve sonra bir baktım ki Aydın Hoca, imamı yıkıyor. Aydın Hoca giderayak imamı da kendisiyle götürüyor.’’ Öğretmenler Odası, kahkahalarımızla çınlıyordu!(ARDI VAR)

Ağız tadıyla yaşayabileceğimiz günler dileğiyle sevgiler, saygılar… 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Alp Arşivi
SON YAZILAR