Yüzümüz ne zaman gülecek?
Ekonomik sorun ve sıkıntılar arttıkça, ekonomik krizlere çözümler bulunamadığı dönemlerde en büyük sorunlardan birisi de işsizlik olmaktadır. İş yeri sahipleri krizi atlatabilmek için en kolay yöntemlerden birisi ya çalıştırdığı elemanların bir kısmını işten çıkarma ya da verdiği ücretleri daha aşağı çekme yoluna gitmektedir. En kötü durumda da kriz dalgasına dayanamayarak iflas ettiğinde de çalışanların hepsi işsizlik kervanına katılmaktadır.
Kamuoyunda açıkladığı rakam ve istatistikleri tartışma yaratan Türkiye İstatistik Kurumu Mart ayında işsizlik oranının %0,4 artarak %11,5 olduğunu açıkladı. Bu orana göre işsiz sayısı 4 milyona yaklaşıyor. TUİK geniş tanımlı olarak ele alındığında ise bu oranın %22,7 olduğunu açıkladı. Açıklanan istatistiklerde çalışabilecek durumda olan gençler ve kadınlar önemli bir yer tutmaktadır. Birçok ekonomist bu rakamların daha yüksek olduğunu belirtmektedirler. Ancak TÜİK’in açıkladığı bu rakamların bile işsizlik sorununun ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu göstermektedir.
Zaten asgari ücretle ya da günü birlik işlerde çalışıp açlık ve yoksulluk sınırlarında yaşayan insanlar, yaşama zar zor tutunmaya çalışırken bir de işsizlik bu sorunu daha da derinleştirmektedir. Çeşitli yardım kurumlarından destek görenlerin sayıları ve başvuruların gittikçe artış göstermesi açlık ve yokluğun ne kadar derinleştiğini göstermektedir.
İşin olmadığı, eve kazanç olarak gelen paranın da alım gücünün düşük olması, faturalardan yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaya paranın kalmadığı bir durumda kalanlar için hayat nasıl sürdürülecek? Bu soru birçok insanın uykularını kaçırmaktadır. Eskilerin,’ Yokluk mertliği bozar’ dediği gibi insanların omuzları düşmektedir. Sokakta gülümseyen, gülebilen insan görmek neredeyse istisna olmaya başladı. Çünkü cebinde parası olmayan insanın, evde çözülemeyen, çözüm üretilemeyen ekonomik sorunların olduğu bir ortamda insanlar sokakta yürürken nasıl gülebilsin. Okula giden çocuğuna harçlık veremeyen bir babanın ya da annenin sokakta yürürken nasıl gülsün. Bunu gözlemlemek için uzun araştırmalara bile gerek olmamaktadır. Sokakta yürüdüğümüzde tanıdık insanlara rastladığımızda hal hatır sorarken bile suratlarında bir gülücük bile görememek bunun nedenidir. Usulen bile olsa iyiyim diyemez durumda olmaları yaşadıkları sıkıntının ne kadar ağır olduğunu göstermektedir. Bu yüzden ekonomik sorunlar başta olmak üzere çözümler bulunmalıdır. Yoksa yüzü gülemeyen, üretemeyen, somurtuk insanlardan oluşan bir toplum haline geleceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.