Tablo net, önümüzde yerel bir seçim var, muhalif çoğunluğun mevcut tabloyu değiştirmesinin tam da zamanı. Muhalif kesimin/kesimlerin kararı son derece önemli, çünkü henüz net bir karar olmamasına rağmen iktidar güçleri ve paydaşlarının ciddi telaşının harekete geçtiğini çok net görüyoruz.

İktidarın hem Kürt seçmen oylarına hem de milliyetçi oylara ihtiyacının olduğu artık aşikar. İki kesimden de destek alacağı alanların var olduğunu bilmekle birlikte, genel durumun böyle olmadığını alanlardan aldığımız ve aktarılanlardan şimdiden not etmekte yarar var. Kaybetme telaşı, hatalı kararlar almalarına neden olabileceği gibi saldırgan tavırlarının tavan yapmasına da neden olacağını şimdiden görmek mümkün.

Buna karşılık ötekileştirilen, yok sayılan, özellikle yerel yönetimlerde alınan kararlara ortak edilmeyen halk çoğunluğunun iktidara kaybettirme noktasında alacağı ve uygulayacağı kararlar son derece önem arz ediyor. Muhalif kesimlerin kendi aralarındaki ideolojik ayrılıkların tartışma konusu yapılması, derinleştirilerek çıkmaza sokulmasının ne kendilerine ne de geniş halk kitlelerine sunacağı bir fayda yok.

Görev; genel merkezlerin ve tabanın.

Yurttaş olarak sahip olduğumuz bütün değerlerin satılmış olduğunu, satılmakta olduğunu bilmek, görmek, alınacak kararların iktidara kaybettirme noktasında bizi/bizleri kodladığında, yerel seçimin nasıl kazanılacağı yönündeki kodları bize sunmaktadır. Bizlere ait değerlere sahip çıkmak, çocuklarımızın geleceğine sahip çıktığımızın net karşılığıdır. Bu nedenle; muhalif kesimlerin aidiyetinin olduğu parti genel merkezlerinin, tabanlarının güçlü olunan alanlarda ‘iktidara kaybettirme’ noktasındaki buluşmaların sandıklara yansımasının koşullarını yaratmak, bu zemini sağlamak yurttaşlık görevi olarak karşımızda duruyor. Bu görev, hem genel merkezlerin hem de taban kitlenin uzak duramayacağı bir görev olarak kendini dayatıyor.

Kazanabilecek, muhalif kesimlerin tamamının tabanına hitap edecek adayların belirlenerek sahaya sürülmesi bu aşamada çok önemli. İdeolojik bakış açıları ayrı olabilir, ancak bu durumun ülkenin batışının seyredilmesinden daha önemli olduğunu düşünmüyorum.

Seyretmek mi?

Müdahil olmak mı?

Elbette ki müdahil olmak, yurttaşlık görevlerimize denk gelen değerlerimize sahip çıkmak, çocuklarımızın geleceğine sağlam zemin hazırlamak gibi tarihi bir görev var önümüzde. Kendimizi ve kentlerimizi yönetmek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu da kazanma kodları arasına aldığımızda geniş muhalif kesimlerin oylarını kazanabilecek adaylar üzerinde yoğunlaştırması kaçınılmaz bir durumdur.

Evet.

Böyle bir noktadayız.

Görev hepimizin.

Naci Sapan