Şimdi de Anzele!
Diyarbakır ile ilgili kararlar ‘alel acele’, ‘kaşla göz’ arası bir mesafede süratle devreye sokuluyor. Kent, sadece belediyeler nezdinde değil, genel manada da ‘kayyım’ gaspı altında. Birileri karar veriyor, ‘Ben yaptım oldu’ diyor, sonra oluyor.
Bağırıp, çağırmalarımız, karşı çıkışlarımız ‘suya yazılmış yazı’ misali, sert sularda akıp gidiyor.
Şimdi de Anzele suyuna karışacak gibi duruyor.
Evet, ‘anzele projesi’ başlatılmış.
90 ev, 8 işyerinin kamulaştırma işlemi yapılmış, bildiğimiz Anzele suyu ve çevresi ıslah edilecek. Tamam, edilsin, bir diyeceğimiz yok.
Ancak, yine kamulaştırma, ödeme, konut temini gibi, hak-hukuk gerektiren durumların varlığı çıkıyor ortaya.
Diyarbakır, Yeni kapı ve Alipaşa mahallelerinden dolayı antrenmanlı.
Bu bölgelerde hala evlerini ya da evlerinin karşılığı parayı alamayanlar var.
Böyle olunca da sıkıntı oluyor.
Bir de ranta dönük durumlarda söz konusu olunca, vatandaşın güveni sıfır seviyelerde dolaşıyor.
Diğer bölgelerdeki sıkıntılara tanıklık ettik, şimdi bakalım Anzele bölgesinde tanıklığımız nasıl olacak?
*
Yine başa döneyim; Bu kararları kim, ne zaman, nasıl alıyor?
Özellikle de tarihi bölgeler için alınan bu kararlar ve uygulamalar tartışmalı. Bu uygulamalar yapılırken tarihi dokuların bozulduğuna, hafızaların da bu uygulamalarla birlikte yok olduğuna tanıklık ediyoruz.
Zaten bu nedenle bağırıp, çağırıyoruz.
Rantçılar ne diye bağırıp, çağırsın, karşı çıksın ki?
Onlar, zaten kentin tarih hafızasını bilenler değil, bilse bile rantından dolayı sesini çıkarmıyor.
Alipaşa ve Yeni kapıda yok olan tarihi dokudan kaynaklı tedirginliğimiz var, Anzele ve çevresi içinde aynı tedirginliği yaşıyoruz.
Uygulanacak projeyi bilen var mı?
Çok merak ediyorum.
Mimar, mühendisler odaları, kentin STK’ları, DTSO, Borsa, ya da diğer oda ve dernekler, bu projeye hâkim mi?
Kent adına karar verenler, kentin bileşenleri ile bu konuları görüştü mü?
Bunların tamamı merak konusu, izleyip göreceğiz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.