Heyet raporu veren hastanelerle ilgili çok ciddi duyumlar geliyor kulağımıza. Duyumların içeriği öyle yenilir yutulur cinsten de değil.

Heyet raporu deyip geçmeyin.

Önemli, bir o kadar da rantlı bir işmiş.

Valla benden söylemesi, kent çalkalanıyor.

Etkili, yetkili, sorumlu kişiler duymuş mu, duymamış mı bilemiyorum, ancak içinde bulunduğumuz vurdumduymaz, sağlıksız, başıboş ortamı değerlendiren ‘iş bilir’ yurttaş takımı! ‘malı’ götürüyor.

Her dönem zaman, zaman bu tür organizasyonlarla hemhal olunur.

Arz-talep meselesi, alıcısı ve sunucusu olunca kriminal dünyanın yürütücüleri de doğal olarak ‘ekmek parası’ deyip sanatlarını icra ediyorlar!

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma hastanesinde bir süre önce yapılan müfettiş incelemelerinin de heyet raporu ile ilgili olduğunu biliyorduk. Ne oldu ne bitti, henüz ortaya çıkan bir şey yok.

Şimdi ortada dönen ‘heyet raporu’ hikâyesinin asıl aktörleri kim, kimlerdir bilemiyoruz ancak, raporların kademelerine göre fiyatlandırma sınıfında olduğu konusunda gelen bilgiler var.

Rakamlar telaffuz ediliyor, sanki döner sermaye mantığı ile yaratılmış rant piyasası oluşmuş.

Sakatlık raporundan, iş göremeze, malulen emekliliğe kadar uzanan uzun bir tabloya hitap ediyor ‘Rapor çeteciliği’.

*

Sağlıkta geldiğimiz noktaya bakar mısınız?

Raporlar parayla satılıyor, hastanelerde tedavi olmak, ameliyat olmak neredeyse mümkün olmayan boyutlara ulaşmış.

‘Parası olan yaşar parası olmayan mezara’ sloganına uygun bir yaşamı yurttaşına uygun gören bir anlayış olabilir mi?

Özelde bir muayene bin TL.

Bir kesim çok rahat yaşayacak, bir kesim de sağlık ve eğitim sorunlarıyla uğraşacak, yaşamın kendisine sunması gereken nimetleri uzaktan seyredecek?

İki ayrı tezat durum!

Hem de aynı coğrafyada, aynı bölgede, aynı kentte, hatta aynı cadde ve sokakta.

Yürür mü kervan?

*

Gitmez, gitmez, böyle gitmez.

Zaten her şey tıkanmış vaziyette.

Bu kadar aymazlık da tükenmişliğin beslediği bir durum olarak yansıyor zaten.

Bir aymazlık hali de sonsuza kadar sürmez.