Mülk Allahın Vali Bey, devretme!
Diyarbakır hafta sonu hareketliydi. Hava sıcak ve soğuk arası bir atmosfere hitap ediyordu, dolayısıyla siyasi atmosferde gel-gitli oldu. Her ne kadar ülkede gelir gitmez bir siyaset atmosferi hâkim olsa da, son dönemlerin getir-götür’e evirilmiş bir durumda söz konusu. Sezgin Tanrıkulu, haftaya damga vurdu, Hazar’daki arazinin devrini gündeme getirdi. Mülk Allahın ise, devretmemek gerekir!
Bu gelgitli, getir, götürlü atmosfere uygun yazı nasıl çıkar diye düşündüm, sonra dedim ki, ‘Kervan yolda’ misali devam et, bakalım, Diyarbakır siyaset dünyası, beklentiler, gelişler gidişler, anlaşmazlıklar, neler oluyor bakışları, elbette yazıyı bir yere taşıyacaktır.
En merak edilen İHD’nin düzenlediği ‘Kürt meselesinin çözümü ve barış konferansı’ idi. Murat Karayılan’ın ‘müjde vereceğiz’ dediği bir tarihe denk gelmesi dolayısıyla merak-tartışma nedeni oldu. Herkes ‘Müjdeyi’! birbirine sordu, ancak cevabı kimsede yoktu.
Nedeni de gayet basit, çünkü Türkiye’de Kürtlerin de içinde bulunduğu siyasi gelişmelerle ilgili öngörüde bulunmak artık çok zor. Ortadoğu’daki politikalara benzer bir durumun etkisi altındayız artık. Yani sabahtan akşama, akşamdan sabaha değişen, sabunla el yıkama seanslarına benzer siyaset biçimi uygulama alanında varlığını hissettirdiği gibi, vaziyete de el koymuş gibi bir durum var.
İHD’nin konuşmacı listesinde adı geçen deneyimli siyasetçi Leyla Zana’nın konferansa katılmayacağı duyuruldu, salon buz kesti. Çünkü gazeteciler ve salondakiler Zana’nın hassas dönemde vereceği mesajı önemsiyordu.
Ardından ikinci gün konferansın son konuşmacılarının oturumunun iptal edilmesi, ikinci bir ‘Bomba’ oldu. Ayşegül Doğan, Galip Ensarioğlu ve Sezgin Tanrıkulu’nun konuşmacı olduğu bölüm iptal denildi, başka bir tarih salık verildi.
Bu iki haber bana göre, konferansın performansını düşürdü.
Konu ve aktörler aynı olunca, 20-30 yıllık süreçte Kürt meselesi, barış, süreç, çözüm gibi beklentilerin şimdiye kadar boşa çıkmasının tecrübeleri doğal olarak bu konferansında performansının düşmesine neden oldu.
Zana’nın katılmamasına, oturumun iptaline çok fazla takılmadan devam ediyorum.
Bu arada Sezgin Tanrıkulu boş durmadı, Kayyımların ‘talanına’ daldı. Bu kez Hazar gölündeki 20 bin dönümlük sosyal tesisin devri ile ilgili konuyu gündeme taşıdı, konferanstan daha fazla gündem oldu. Diyarbakır’da hareket, atmosfer, siyasi devinim böyle işte.
Büyükşehir’e ait bu taşınmazın devri konusunda çok net bilgiler verdi Tanrıkulu, bu arada AK Partili vekillere kentin malına sahip çıkmaları için çağrıda bulundu.
Bakalım, kim ne kadar Diyarbakır’a, talan edilen ve edilecek olan mallarına sahip çıkacak.
Ak Partili Vekiller mi, Belediye Başkan adayı mı?
Seçime de bir şey kalmadı, atmosfer giderek ısınıyor.
Vali beyde Hazar’daki taşınmazın devri için ‘Var da demedi, yok da demedi’…
Mülk Allahın Vali Bey, devretme.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.