‘Makinist filmi yapıştır’
Birileri yatağında uyuyan polisleri kafalarına kurşun sıkarak öldürüyor
Bir başkaları onlarca sivil kişiyi ters kelepçe ile yere yatırıp,
‘Size neler yapacağımızı göstereceğiz, Türk’ün gücünü göstereceğiz’ diye çağdışı, faşist uygulamaya imza atıyor.
Sonra toplum geriliyor, gerildikçe sıkıntılar büyüyor.
Böyle ölümle sıtma arasında gel-gitlere mecbur edilen bir ülkenin genel coğrafyasının bireyleri olarak Bunlara hiç yabancı değiliz.
İlk kez karşılaştığımız sahneler değil.
Yaşadık,
Gördük,
Yaşıyoruz,
Görmeye devam ediyoruz.
Bu tür oyunların sahnelendiği zamanlar tarafların kontrolü elinden kaçırdığı zamanlardır. İktidar edenlerin zayıf olduğu, kontrol altına alındığı zamanlardır.
Savaş baronları devrededir.
İktidar edenler öfkelidir
Oklar yaylardan çıkmış rastgele saplanmaktadır.
Kurşunlar ise adres tanımamaktadır.
30-40 yıldır periyodlarla sahnelenen bu oyunun figüranları olmak, ya da olmamak, hiç birimizin elinde değildir.
Ne kadar içinde, ne kadar dışındayız?
‘Olmak’ ya da ‘olmamak’
Hiçbir fikrimiz yok!
Zaten bütün mesele de burada ya
Olmak ya da olmamak
Belki de birileri biliyordur
‘Savaşa’-‘Barışa’ karar verenlerin bilgisi dâhilindedir belki de varlık-yokluk durumumuz.
Abuk-Subuk bir yazı, nereden çıktı gibi mırıldanmalar mı duyuyorum acep.
Ne yapayım?
Abuk-subuk duruma yazacaklarımız nasıl olabilirdi ki?
Durumu neye benzetiyorum biliyor musunuz?
Eskiden Diyarbakır sinemalarında filmin koptuğu, görüntünün siyaha büründüğü anlara ve salondan ‘makinist filmi yapıştır’ naralarının yükseldiği anlara.
Şimdi de birileri ‘Barış’ filmini izlerken ‘Tık’ diye kesiyor, karanlık ortama mahkûm ediyor bizleri. Sonra hep birlikte bağırıyoruz, ‘Makinist filmi yapıştır’ diye.
2015 yılındayız ve her şey dijital
O nedenle filmi koparmaya gerek yok.
Hatta aynı filmi defalarca bize bu yöntemle izletmelerine hiç gerek yok.
Biz/Bizler/Savaşın değil, Barış’ın filmini, tamamını aynı zaman dilimi içinde izlemek istiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.