İzlenen ve silinen izler!
İnsanlık tarihi hep böyle olmuş.
Birileri gitmiş birileri gelmiş.
Birileri iyi anılmış, birileri kötü anılmış.
İnsanlık tarihi böyle işte, bazen iyilere bazen de kötülere ‘yataklık’ yapmış.
Bu tarih boyunca; Demokrasi için mücadele edenler oldu, demokrasiye karşı mücadele edenler oldu.
Bizden öncede oldu, şimdi, yani bizim olduğumuz zamanda da var, bizden sonra da olacak.
Bu bir devri daim meselesiyse, geride güzel bir ses, iyi bir anı, anılacak hatıralar, eserler bırakmak önemli. İyi anılmak için. Bir de kötü anılmak var ki, toplumun gözünden, tarihinden, gönlünden uzak.
*
İyi ya da kötü, her kes iz bırakır, bırakabilir.
Bazı izler takip edilir, bazı izlerin ise takipçisi olmaz, silinir. Birilerinin özellikle de silmesine gerek olmaz, takipçisi olmadığı içindir kendini yok eder.
*
Uğur Mumcu, meslek büyüğümüz.
Demokrasi şehidi.
Katledilişinin üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen izi silinmeyenlerden.
Katledildiği noktada her 24 Ocak günü saygıyla anılıyor.
Dün de anıldı.
Karanlığa karşı mücadelede aydınlık yüzümüz oldu Uğur Mumcu.
Aynı zamanda gazeteciliğin yüz akıydı.
*
Aynı tarihe denk gelen bir başka katliamda yaşamını yitiren Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı da Diyarbakır’da andık. O da iz bırakanlardan. Diyarbakır, aradan 21 yıl geçmesine rağmen onu unutmuyor, bıraktığı izin silinmesine izin vermiyor.
Bir de, uzun zamandır bu derece devlet töreni yoktu, sanırım Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın, meslek büyüğüne olan vefasına tanık olduk. İzi takip etmek, iz’in silinmesine izin vermemek böyle bir şey.
*
Demokrasi mücadelesi veriyoruz.
Demokrasi herkese lazım, Hukuk herkese lazım, Adalet herkese lazım, diyorsak o mücadele de mutlaka ortaklaşmak gerekiyor. Demokrasi mücadelesinin boyutları sınırsızdır, herkesi kapsar. Bunun için sıradan vatandaş olmakla devletin en tepesinde olmak, ayrıcalık sağlamıyor.
Çünkü demokrasi herkese lazım.
*
Selahattin Demirtaş, demokrasi mücadelesi verdiği için rehin tutuluyor. Cezaevinde daha fazla kalması için her türlü davayı dayatıyorlar, ceza veriyorlar. Bunlardan biri de dönemin Başkanı Ahmet Davutoğlu’na hakaret ettiği gerekçesiyle dün verilen 11 aylık ceza oldu.
Gelecek Partisinde mevzilenen Ahmet Davutoğlu’da demokrasi mücadelesi verdiğini iddia ederek saf tuttuğunu söylüyor. Ancak muhalefet kanadında yer almasına rağmen, Demirtaş hakkında yürütülen dava dosyasını geri çekmemiş.
Ortada iki genel başkan var.
Biri içeride, diğeri dışarıda siyaset yapıyor, aynı zamanda muhalefet kanadında yer alıyorlar.
Dışarıdaki içeridekinin 11 ay daha fazla yatmasına zemin hazırlayan davanın sahibi.
Soru şu;
Demokrasi mücadelesinde samimi olan kim?
Kimin izi silinmeye aday?
Kimin izi izlenmeye aday?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.