iyiyi, doğruyu aramak..
Salgın nedeniyle oluşan ciddi ve zorlu bir süreç yaşamaktayız.
Manevi yönden anlayış, merhamet, paylaşma, dayanışma ve sevgisini arttıran, yarına yönelik gündelik hesaplarla değil geniş bir perspektifle yeni bir ekonomik-toplumsal ve siyasal model üreterek hayata geçirecek olan toplum-ülkeler daha huzurlu, daha güvenli ve daha adil bir geleceğe yol alacaklardır inancındayım.
Bu itibarla, muhalefet ve iktidar odaklarının gündelik çekişmelerle enerji tüketmesinin zararlarını toplum olarak birlikte yaşamaktayız. Birinin doğru dediğine diğeri eğri diyorsa bu hal artık terk edilmelidir.
Biz iyiyi-doğruyu-güzeli-adaleti çoğaltarak muhalif veya iktidar ayrımı yapmadan yola koyulmak durumundayız. Kısır çekişmelerle zaman tüketmek değildir çıkış yolu ve olmadığı da ispatlanmıştır birçok kere.
O zaman düşüncelerimizi; daha iyiyi, daha doğruyu, daha paylaşımcı olmayı, daha dayanışma içerisinde olmayı, daha adil olmayı, daha emin olmayı, daha dürüst olmayı, hakka hukuka daha riayetkar olmayı sağlayacak biçimlere evirmek ve bu doğrultuda geliştirmek ve geliştirdiklerimizi hayatlarımıza taşımak durumunda olmalıyız.
Karşılıklı hatalar-eksiklikler aramak ve bunlarla oyalanmak, çözüm sunmadan eleştirmek yerine hataları düzeltecek, eksiklikleri giderecek çözümler ürettiğimizde, yarına daha doğru bir zeminde ulaşmış oluruz.
Siyaset erbabının bu hale evirilmesi, böyle bir değişimin gerçekleşmesi için önce bizim değişmemiz dönüşmemiz gerekmez mi? Elbette gerekir ve biz değişirsek siyaset de, yönetim de değişir. Unutulmamalıdır ki, siyasetçiler ve yönetim kademelerinde yer alanlar toplum ortalamasının, ahlak ve anlayışının birer göstergesidirler.
Bu güne kadar ki bireysel ve toplumsal değişim çizgimiz daha çok haz, daha çok tüketim, yönteminin meşru olup olmamasına bakılmaksızın daha çok kazanma hırslarıyla, kanaatsiz-doyumsuz-şükürsüz, topluma ve insanlara karşı sorumluluk almaktan uzak biçimiyle şekillenmiştir.
Bu hal, bize ve insanlığa sağlıklı-adil-emin-huzurlu bir gelecek sunmuyor. Ahlaki kriterlerini, edep ve adabını yitirmiş veya bu özellikleri iğdiş olmuş birey ve toplum olmak; güzele, iyiye ulaşmayı engeller.
O zaman kendimizden başlayarak değişelim ki toplumumuz da değişsin ve Allah da bizi değiştirsin ki insanlığa yeniden bir medeniyet tasavvuru sunarak inşa edebilelim.
Hem zaten Rabbimiz de şöyle buyuruyor; "Bir kavim/toplum kendini değiştirmedikçe biz de onları değiştirmeyiz."
Wesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.