Gündüz, güneş ışınlarının yansıması olarak doğar. Peki, geceyi oluşturan nedir? Gece, karanlık enerjinin kendisidir. Karanlık enerjiyi, evrendeki çokluğuyla biliriz. Yaşamı saran insan enerjisi gibi, evreni sarıp sarmalayan karanlık bir enerji vardır. Işıyan enerjiyle bağımız koptuğunda yani araya bir şeyler girdiğinde, karanlık enerji ortaya çıkar. Bizler buna gece veya karanlık deriz. Anne ve ninelerimiz, masallarını karanlık enerjinin hakim olduğu zamanlarda anlatır ve sözlü ritüeller içinde olurlardı. Mum ışığında, karanlık enerjinin gücünü hissederdik. Ama en yetkin ve nitelikli enerjinin kendileri olduğu, masalları dinleyen her çocuk bilirdi. Bu büyülü hal eksik olmazdı. Karanlık enerjiyle oluşan gece, korkunun bedeni okşayan ve içeri sinen halini de hissederdi. Aydınlatıcı enerji ise bunu silerdi. Gece de, gündüz de enerjinin görünür hali olarak kendi masallarını anlatırdı. Her iki enerjinin anlatanı da, demini almış insanlar olurdu. Onlar, bütün anların ve zamanların aydınlatıcı gücü olarak ortaya çıkardı.

Evrendeki dönüşümler, görünen görünmeyen değişimler, hissedilen veya hissedilmeyen renkler, enerjinin tatlı oyunları olarak yansır. Adeta kendi masallarını anlatır. Binlerce desenin güzelliğini yansıtırlar. İnsanın güzellikleri ise kendini görme ile başlar. Bu hareketlilik insanda ve tüm yaşamında belirginleşir.

İnsan yaşamı çok yönlü müzik korosu, rengarenk gökkuşağı, daimi akan ve hareketli olan nehirler gibidir. Hep canlı, hareketli ve hep bereketlidir. Enerjinin en güzel akışı burada yaşanır. Hareketin ve canlı olmanın en zarif hali burada belirgin hale gelir. İnsanın çekiciliği ve sırrı da bu değil midir? İnsan zekası, canlı olmayı en güzel ifade eden yıldızlar gibidir. Enerjinin bu yönü, insan bedeninde en güzel form halini alır. Evrenin en sade, nadide ve estetik deseni, insan bedeninde belirginleşir. Buradaki akış baş döndürücüdür. Yaşanan hareketliliği anlamak kolay değildir.

Tüm bunların bilinmesi, insan yaşamının bilinmesi ile mümkündür. Bu, hayatın, bilinir olmanın, canllığın, sevginin, aşkın, mucizenin ve yaşamsal olmanın döngüleridir. İnsan bu gerçeği yaşaya yaşaya, bu anlamı taşıya taşıya oluşur ve oluşturur.

İnsan ve enerji tanındıkça, bilindikçe yaşamsallaşan güzellikler açığa çıkar. Bunlar yaşamın ve evrenin en özgür ve en gerçek masallarıdır. Dinlerken izler, yaşarken dokunur ve anladıkça gerçek sevgiye ve aşka kesiliriz. Bilmenin gücü bu anlamıyla insan ve enerjiyi çözüp bildikçe açığa çıkar.

Bitti