İki sosyolog ve CHP
Son bir ayda iki değerli sosyologun yaptıkları değerlendirmeleri dikkatle izliyor ve dinliyorum.
İkisi de yakın dostum, arkadaşım.
İkisinin de düşüncelerini, bakış açılarını, öngörülerini kıymetli buluyorum. Özellikle yaşadığımız bölgeyi, bölgenin siyasetini, sosyolojik gelişimini, geçmişten bugüne olanları çok iyi tahlil edecek bilgi ve birikime sahipler.
Siyaset bilimci, sosyolog Prof.Dr. Ahmet Özer; Diyarbakır lisesinden okul arkadaşım, aynı zamanda uzun yıllardır dostluğumuz var.
Prof.Dr. Rüstem Erkan, onunla da uzun yıllar olmasa da yakından tanışırım, düşüncelerine, bakış açısına saygım var.
Ahmet Özer’i, Ferit Aslan’la Medya Scope’de canlı izledim, Rüstem Erkan’ı da daha önce ve son verdiği röportajlardan izledim; ikisinin de üzerinde durdukları mesele, Cumhuriyet Halk Partisinin yeni dönemde Aile, Ağa, şeyh, aşiret mensuplarına yönelerek buradan çıkış arayışları denemeleriyle ilgili. Çok detay görüşleri var bu konuda.
Ancak, özet bakış; Bu yönelimin Cumhuriyet Halk Partisine bir kazanç sağlamayacağı yönünde. Bölgede aşiretçilik, ailecilik, ağa, şeyh, mütegallibe kesiminin siyaset üzerinde artık belirleyici etkisinin olmadığı yönünde her iki sosyologun da itirazları söz konusu.
Prof. Dr. Ahmet Özer, söz konusu aşiret temsilcilerinin bir iktidar değişikliğini gördükleri için dokunulmazlık almak amacıyla CHP’ye geçtiklerini ve bu ilişkide her iki tarafın da bunu istediğini söylüyor.
Özer, aşiret temsilcisi olarak lanse edilen kişilerin CHP’ye geçişlerinin hem batıda hem de bölgede bazı kesimlerde rahatsızlık yarattığını ifade ediyor, şunları söylüyor; “Bölgede yıllardır CHP’ye çalışan insanlar, yıllarca iktidarların yanında yer alan ve kendi aile çıkarları için çalışan bu kişilerin geçişlerinden rahatsız. Batıda ise siyaset kurumunun ilerici bir kurum olmasından dolayı aşiretçiliğe karşı çıkanlar var. 1990’lı yıllara kadar bölgede aşiret yapısı güçlüydü ancak Demokrasi Partisi’nin (DEP) ortaya çıkması ve arkasında kimse bulunmayan insanların da Meclis’e girmesi ile aşiretlerin etkisi kırılmaya başladı.”
Prof. Dr. Ahmet Özer, bugün bölgede iki ila üç binin üzerinde kişiye hükmeden hiçbir aşiret ve kişinin bulunmadığını da sözlerine ekliyor.
Rüstem Erkan’ın bakış açısı farklı değil. İki bilim adamının da görüşleri aynı zamanda kendi içinde uyarı amacı da taşıyor. Ancak, parti içinden dışarıya bakış açısı ile dışarıdan dışarıya bakış açısı arasındaki farkı tespit edebilecek yönetici kadrosunun durumu gözden geçirmesi gerekiyor galiba.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.