Hayallerimiz de medcezir gibi
Yaşam sonu gelmeyen bir oyun gibi akıp geçiyor. Gün gün değişen, birbirinin aynısı olmayan, yarınlara doğru evrilerek yoluna devam etmektedir. Fakat her gün bahar havasında olmuyor. Bazen, zaman o kadar ağılaşır ki; sonu gelmez bir tünele girmiş gibi bir türlü günün sonu gelmez. Tünelin sonuna doğru yürüdüğünü sanırsın, attığın adımlar sanki yerinde sayar gibidir, seni ileriye taşıyamaz. Zaman bir hançer olur saplanır yüreğine, bazen de bir kırbaç olur sırtında yapışır. Zaman seni girdabının içine çeker. Çığlığın girdabın çemberini yarmak için bir bumegran olur. Kendine bir çıkış yolu arar. Girdabın derinliklerinden çıkmak için.
Yaşam; her geçen gün bir öncekine göre daha zorlaşıyor. Sıkıntılar üst üste binerek sırtımızdaki kamburu yükseltiyor. Ama bir taraftan; baharın, doğanın yeniden canlanması, insana yaşama sevinci veren, umut aşılayan; renkleriyle, kokusuyla, sesleriyle; kelebeğin kanat çırpmasıyla, kuşların cıvıldaması. Diğer taraftan da yaşamın zorluğu ve sıkıntıları. Bu iki zıt kutuplu durum; insanı duygusal olarak iki uç arasında med cezir dalgaları gibi, git gele zorunlu kılıyor.
Keyfinin yerinde olduğu bir gün; güneşin doğumunu, yükselişini izlerken, ışığına saplanıp, hayal dünyasına dalarak; umut ve sevincin kendi kabına sığmaz olurken; bizi kuşatan sorunlar yumağı, hayal dünyasında daha fazla yol almamıza izin vermiyor. Sorunlar yumağı hemen seni kısır döngüsünün içerisine çekip alıyor. Hayal kurmaya devam etmeyi bir başka belirsiz zamana ertelemek zorunda bırakıyor. Hayal kurmak da; yaşamın birçok alanında olduğu gibi, bu da yarım kalıyor. Düşününce ne kadar çok şeyin hayatımızda yarım kaldığını görüyorsun. Gönül rahatlığıyla sonuna kadar bir hayal bile kuramıyorsun. Hayallerine ve duygularına gem vurmak zorunda kalıyorsun.
Sessiz çığlıklarımız içimizde boğulsa da, zaman su gibi akıp gitse de; yüreğimizin en derin yerinde sakladığımız umut ve özlem; büyüyerek boy vereceği yarınları beklemektedir.
Gelecek güzel günler için atan yüreğimiz bazen yitip giden güzelliklerle tükensek de; her gecenin bir sabahı oluyor ve güneş yeniden doğuyor. Doğa kendisine yapılan kötülüklere rağmen; renklerini, kokusunu ve tatlarını sunmaya devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.