Selim Kaplan

Selim Kaplan

Halo hatası

Halo hatası

Genç öğretmen tüm cesaretini toplayıp müdürünün kapısını çalar. Müdürün buyur etmesinden sonra odaya girer ve aldığı müsade ile yerine oturur.

Müdür "hocam sizi dinliyorum" deyince, öğretmen"Müdürüm ben Down sendromlu öğrenciler ile çalışmak istemiyorum"der. Müdürün "neden?" sorusu üzerine"onlarla çalışırken motive olamıyorum, kendimi derse veremiyorum"cevabını verir.

O günden sonra öğretmen Down sendromlu öğrenciler ile çalışmaz ve bir süre sonra da zihin engellilere birebir eğitim verilenkurumdan ayrılır.

Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra, aynı öğretmen, eski kurumunu ve müdürünü ziyarete gelir. Öğretmen müdürüne"hocam ben evlendim ve bir de çocuğum oldu"der. Müdürün "hayırlı olsun" demesi üzerine"ama hocam çocuğum Down sendromludur, ben ne yapacağım?" deyince, müdür"Down sendromlu çocuğunla yaşamayı öğreneceksin"der.

Yaşamımız boyunca öğrendiklerimizin ilk kaynakları, annelerimiz ve öğretmenlerimizdir. Aradan on yıllar geçmiş olsa da, yüz kişiden doksanının ilk okul öğretmenini ve sonraki yıllardaki öğretmenlerini anıları ile birlikte hatırlayacağından eminim.

Ama her uğraşıda olduğu gibi, eğitimde ve eğitimcilerde de arzu edilmeyen davranışların olması mümkündür.

Bu davranışlardan en çok bilineni, herhangi bir dersten, özellikle matematik ve benzeri ana derslerden başarısız olan öğrenciler için hemen"bundan bir şey olmaz" değerlendirmesinin yapılmasıdır.

Ola ki öğrenci okula gitmeye de hevesli değil ve okulu asıyorsa, onun için de"bundan adam olmaz"gibi ölçüsüz bir sonuca varılır.

İlk kez 1920 yılında Amerikalı psikolog Edward Thorndike tarafındandile getirilen ve sonradan bilim çevrelerince kabul edilen; kişinin tek bir olumlu veya olumsuz özelliğinden yola çıkarak,birey hakkında genel bir yargıya varma olayınahalo hatası denir.

Anne ve babaları ile öğretmenlerinin direktifleri ve beklentilerinin dışında kalan her birey için halo hatası yapıldığı bilinen bir gerçektir.

Halbuki diğer tüm varlıklarda olduğu gibi; şekli, zekası, inancı, kökeni ve yaşam tarzı ne kadar farklı olursa olsun, her insan bir yaradılış mucizesidir.

"Hangi zeka, hangi akıl" başlıklı, 27 Aralık 2022 tarihli yazımızda, insanların farklı zeka türlerine sahip olduklarını dile getirmiştik.

İnsanlar; mimar, dil bilimci, tabip, spor insanı, siyasetçi, müzisyen gibi farklı meslekler için gerekli zekaya sahip olabilirler.

Ressamlığa kabiliyetli bir öğrencinin, matemetikten başarısız olması halinde, bu öğrenciden bir şey çıkmaz demek insanlığa haksızlıktır.

Müzik dahisi Ludwig van Beethoven, öğrenmeye hevesi olmadığı, dersleri anlayamadığı için okuldan atılmıştır.

İcat ettiği elektrik ampulü ile gecelerimizi aydınlatan Thomas Edison‘un, anlama güçlüğü çektiği için okuldan kaydı silinmiştir.

Ünlü fizikçi Isaac Newton, ünlü ressam Pablo Picasso, okulda başarısız olan diğer örneklerdir.

Her öğrencinin; başarı ve başarısızlıklarının, kabiliyet veya kabiliyetsizliklerinin, ilgi veya ilgisizliklerinin, başta sınıf öğretmenleri ve rehber öğretmenler vasıtası ile velilerinin de dahil olacağı bir süreçte değerlenirilmesinin uygun olacağı kanaatindeyim.

Bu değerlendirmenin ilkokulda yapılması halinde, öğrenci sonraki yıllar için doğru yönlendirilmiş olacak ve su kendi kanalında akmış olacaktır.

Toplumumuz, derslerinde anne ve babası ile öğretmenlerinin beklediği başarıyı göstermediği için, halo hatası yapılarak yaşamı heba edilen insan örnekleri ile doludur.

Yaratılmış her şeyin bir sebebi olduğu gibi, her annenin evladının, her öğretmenin öğrencisinin bir yaradılış sebebi ve bir kabiliyetivardır.

Yeter ki halo hatası yapmayıp, çocuklarımıza doğru açıdan bakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR