Zülküf Kışanak

Zülküf Kışanak

Güneşe duran kömürcü kadınlar…

Güneşe duran kömürcü kadınlar…

Çınar’ın Golberan köyünden dönüyorum. Yaz güneşi tam tepede seyrediyor, gün öyle sıcak, öyle yakıcı ki anlatamam. Topraktan ateş fışkırıyor sanki, yer basılacak, gök altında durulacak gibi değil. Binlerce yıl önce Karacadağ’dan akıp gelen simsiyah lav akıntısı donup kalmış uçsuz bucaksız arazide, her an yeniden harekete geçecekmiş, dahası her an yeniden akacakmış gibi öylece duruyor, mevsimini bekleyen dona kalmış bir nehir gibi. Toprak boydan boya çatlamış, her taraf kupkuru, sular yerin yedi kat dibine çekilmiş gibi, etrafta canlı kalmış tek bir ot, tek bir çalı bile yok. Evvel zaman içinde develerin kaybolduğu söylenen antik meşe ormanından geriye tek bir ağaç bile kalmamış, her birinin kökünü tek tek söküp çıkartmış kara kuru topraktan Metinalı kömürcüler, efsane oduncular...

*

Bir zamanlar Şeyh Selah’ın hükümdarı, taçsız kralı olduğu Bîra Bazina köyüne gelince, yolun hemen sol tarafında, etrafı koca koca bazalt taşlarıyla çevrili yerden evrenimizin büyük efendisi, tek sahibi, bitmek bilmeyen sonsuz kudretiyle yeri göğü aydınlatan cömert güneşimize doğru dumanların yükseldiğini görünce duruyorum. Koca bir arazide yan yana ustaca çatılmış çok sayıda dev odun yığını, kimi açıkta, kimi henüz samanla örtülmüş öylece duruyor, kimi ise toprakla iyice kapatılmış, sıkıştırılmış yanıyor içten içe, tepede açık bırakılmış küçücük delikten ise umarsızca dumanlar yükseliyor, rüzgarın git dediği yere, güneşe doğru. Yanan her yığının başında gözleri zar zor görünen, dahası ayak ucundan tepeye kadar her bir tarafı sıkı sıkı sarılmış, örtülmüş, renkleri iyice solmuş, kömür isinden kaybolmuş entarili, şalvarlı kadınlar, çocuklar, ellerinde tırmıklar, kürekler ha bire çalışıyor, usta yazar Yaşar Kemal’in deyimiyle “sarı sıcak güneş”in altında…

*

Kalu beladan, belki de kadim güneş ülkesinden, Zerzevanlı tanrı Mitra’nın kavmi Mitanilerden bu yana oduncu, kömürcü oldukları belli köylü, orman ülkesi Metina’da ucu bucağı olmayan koca koca meşe ağaçlarından oluşan dev ormanları, her mahlukatın özgürce yaşadığı, kendisine yetebildiği zengin yaşam alanları yok oluncaya kadar, tek bir ağaç kalmayıncaya kadar odun kömürcülüğüne devam etmiş. Ahali, yıllar yılı içinde memleketi dağ taş dımdızlak etmiş, hepten ağaçsız bırakmış olsa da odun kömürcülüğünden vazgeçmemiş, yeni bir uğraş, bir iş edinmemiş. Yıl boyunca baktıkları, hizmet ettikleri daracık, küçücük taşlı tarlalardan aldıkları buğday, arpa artık üç günlük iaşe bile olamamış. Bu defa da başka bir memlekette, başka bir diyarda, ta Botan’da, Garzan’da, bilmem hangi yangın yerinde devlet marifetiyle akılsızca sökülüp dev kamyonlarla getirilen asırlık meşe ağaçlarına dört elle sarılıyor, bıkmadan, usanmadan yakmaya, odun kömürü çıkarmaya devam ediyor, güneşe duran emekçi kadınların, küçücük çocukların eliyle...

*

Bir an çocukluğuma, köyün harman yerine gidiyormuşum gibi odun kömürü çıkarılan ocakların olduğu yere, canla başla çalışan insanların yanına gidiyorum, tenimi yakmaya, en çok da açıktaki kollarımı yakmaya başlayan tepemdeki güneşin sıcaklığını umursamadan. Elde kocaman bir fotoğraf makinası, fötrlü halime bakıp bakıp gülüyor kadınlar, çocuklar. Oralı olmuyorum bile. Bir yandan adının Azad olduğunu öğrendiğim, on, bilemedin on iki yaşındaki çocuğa takılıyorum, bir yandan da şehirli halimle alay eden, durmadan laf sokan on sekiz, belki de on dokuz yaşındaki her halinden odun kömürü ustası olduğu belli Zozan’a laf yetiştiriyorum. Yok olmuş ormanı, kökü kurutulmuş ağaçları hepten unutuyorum, ekoloji, çevre, doğa aklıma gelmiyor bile, hayranlıkla izliyorum güneşle karılan emeği, yanık kara kuru canları. Bir süre kömürcülük üzerine dersler aldıktan sonra güneşe duran kadınlara, çocuklara bilgiçlik taslamadan ayrılıyorum Şeyh Selah’ın bahtı kara, virane olmuş krallığından, Amede, kalbimin başkentine doğru…

yazi-tigris.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zülküf Kışanak Arşivi
SON YAZILAR