Durket, Îskan, Penaber
İnternette, sosyal medyada gördüm adını, Aydın doğumluymuş! Kim bilir Kürt coğrafyasının hangi diyarından, hangi tarihlerde, hangi nedenlerle göçmüş bir ailenin kızı.
Adını “Durket” koymuş anası, babası. Adını koyarken belki de hikâyenin asli aktörleri ve sonraki kuşaklar üzerinde hiç değilse bir isimde de olsa unutulmayıp belleklerde kalsın istemiş olmalılar.
Kürtçeyi Kürtçe gazete, dergi, kitapları okuyarak öğrenmiş Durket.
Bilmez ki (belki de artık biliyordur), ömrü boyunca soracaklar kendisine “adının anlamı nedir” diye! O da üşenmeden anlatacak, “uzak düşmek, uzağa düşmek” diyecek!
Sonra belki “ayrı düşmek” diyecek, yine de “nerden, kimde diye ısrar edenlere; “yurdundan, toprağından, aidiyet bağı ile bağlı olduğunu duyumsadığı diyarlardan ırağa düşmek” diyerek açıklamak zorunda kalacak...
Soranlar bir daha soracak belki “neden uzağa düşmüşsünüz ki!” Dili döndüğünce anlatacak Durket. “Düşmüşüz işte, hayli uzaklara. Dili, havası, suyu, yaşam biçimi bize hayli uzak diyarlara” diyecek ve feleğin gözü kör olsun mecburen’i de ekleyecek.
Bir başkası da cumhuriyetle birlikte çıkarılan yasalarla toplu olarak uzak diyarlara göç ettirilip, oralarda ana rahmine düşüp doğunca, kendisine ad olan “İskân”ı taşıyacaktı kimliğinde ömür boyu bir yafta gibi.
Soranlara, “İskan nedir böyle de ad mı olur” diyenlere! “Bana, benim adıma değil, tarihe bakın” diyecekti.
Penaber, isim olmaktan öte şarkı sözü de olacak, dile gelecek, hatta dile gelmekle kalmayıp dilden dile dolaşacaktı.
“Penaberim, penaber
Wek koçera der bi der
Welat welat digerin
Bûne wek têyrê bêper”
Durket, İskân, Penaber ya da adından başlayarak sorgusuz, yargısız ötekileştirilmiş olanların upuzun yıllara dair hikâyeleri tarihin uzak dehlizlerinde bir yerlerde duruyor. Kimileri yazıldı, yazılmayanlar sadece isim olarak kaldı.
28 Ağustos 2020
Şeyhmus Diken
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.