Zenginlerin sevindiği, işi, imkanı ve geliri olanın pek önemsemediği; ancak diğer kesimin (bu da nüfusun %95 demektir) iliklerine kadar acısını his ettiği işsizlik, toplumsal huzursuzluğun da birinci sebebidir.

İşsizin; iş bulma ümidiyle, evinden, ata yurdundan, yardan ve sevdiklerinden ayrılma, meçhule ve gurbete gitmedir. Ayrılıktır, hasrettir, çiledir, hakarete maruz kalma, bazen de kimliğini, benliğini yitirme ve gurbet ellerde yok olmadır.

Her neyse "çeken bilir" misali işsiz olan bu çileyi daha iyi bilir.

Ülkemizde ve de özelikle bölgemizde işsizlik doğal bir gerçeklik mi? Yoksa yanlış politikaların sünnî bir neticesi midir?

Sizleri bilmem ancak bana göre işsizlik; yanlış politikaların bir sunucudur. 

Ülke gerçeklerinden uzak, halkın sorunlarına çözüm bulmada isteksiz, ülkenin doğal imkânlarını iyi kullanmama... kısacası zengin azınlığı memnun etme ve batıya şirin gözükme politikaların bir sonucudur.

İşte Diyarbekir ve güneydoğu.

Ekonomi kitabını yazan, prof, uzman hatta ekonomi eğitimi gören biri değil; bölgeyi bilen birisi kısacık bir bilgi ile tefekkür ederse bölgenin geri kalmışlığı, işsizliği ve dışarıya göç vermesini hayetle karşılar.

Bunca imkânlar içinde bunca sıkıntı. Şeker, un, su ve tuz bolca var olmasına rağmen helva yapmasını bilmeyen beceriksiz aşçı misali.

Aşçı değişmedikçe, ehil biri yerine geçmedikçe helvasız kalacağımız kaçınılmazdır.

Şimdi Diyarbekir ve bölgede var olan imkanları kısaca anlatayım. 

Her inanca hitap eden; Kiliseler, manastırlar, camiler, peygamber kabir ve mekanları inanç turizmi için azımsanmayacak kadar cazip yerler.

Tarih ve geçmiş tutkunları için ilk çağlardan günümüze kadar; yerleşim yerleri, höyükler, kral mezarları, mağaralar, kaleler, surlar... var da var.

Bacasız fabrika olan turizm için eşsiz bir bölge.

Kollarıyla beraber Dicle nehri, tarıma elverişli arazileri, ormanı, karacadağı...

Kaplıcalar, eshabul kef mağarası, her ilçenin kendine özgü dokusu...

İpek böcekçiliği, tütün ekiciliği, sulu tarımı, dört mevsimi, ormanlık alanları, zeki ve iş becerisi yüksek kalifiye elemanı...

Say say bitmeyen bunca imkânlar ile var olan yoksulluk ve işsizliği izah etmek mümkün değildir.

TEMSAN,  Sümer Halı Fabrikası, Tekel tütün fabrikası, Et balık, Çimento fabrikası ve benzeri fabrika ve işletmelerin satılması veya özelleştirilmesi aklı selim ile izah etmek pek de mümkün değildir.

Sekteye uğrayan GAP projesi, ıslah edilmeyen meraları, yaylalar, bitme noktasına getirilen tarım ve hayvancılığı.

Hele bu surece seyirci kalan, gündem oluşması için çaba göstermeyen, belki de sevinen ilin tüm Milletvekillerini (iktidar ve muhalefet ayrımı yapmıyorum) ise hiç anlamıyorum.

....

İşsizlik ve yoksulluk bölgenin bir gerçeği değil, bölgede etkili olan tüm siyasilerin ortaklaşa yürüttükleri yanlış politikaların bir neticesidir.

Sorunlar anlatılacak. Kısa, orta ve uzun vadede çözümler anlatılacak.

Yazı dizisi devam edecek.

Selam ve Dua ile.