Dilan Sineması
1950-60-70’lı yıllar; yoksulluk yıllarıydı, yaşam kalitesi düşük ama insanlar erdemli, ahlaklı ve onurlu bir yaşam sürüyorlardı, o yıllar radyo-pikap yıllarıydı, halkiñ tek eğlencesi sinemaydı...
Bir de coğrafya sıcak bir bölge olduğu için, yazın da yüzme havuzlarıydı ve buzhanelerdi...
O dönemde buzdolabı hak getire elit tabaka dışında kimsede buzdolabı yoktu...
Sinemalar, buzhaneler ve havuzlar en büyük işletmelerdi...
Veresiyesi, akarı-kokarı yoktu...
Bu üç işletme kendi dönemlerinde ticari olarak bir fabrikanın gelirine sahiptiler, üstelik sıcak para getirisi vardı...
Bu yazımda herkesin bir anısı olduğu bir mekanı seçtim, Dilan Sinemasını masaya yatırdım...
Umarım nostalji olur!
1950 yılında İstanbul’dan Diyarbakır’a gelip yerleşen Ermeni Mimar Harutyan Sarafyan 1951-53 yılında Turistik Oteli inşa eder ikinci eseri de Dilan Sinemasıdır, üç katlı olarak inşa edilen Dilan Sineması o tarihlerde "Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük sineması" olarak ün yaptı...
Dilan Sineması yapı ve mimarı olarak harika bir eserdir...
Hem iç mekân, hem de dış mekan görsel bir mimari örneğine sahiptir...
Dış mekân pencereleri ve yapının oturtuluşu simetrik bir yapıya sahip, görecelik ve kartpostal güzelliğinde yapı oturtulmuştur....
İç mekân dört katlı olup, bodrum, tuvalet ve lavabo olarak dizayn edilmiştir...
İlk giriş (zemin kat) salon, ikinci kat özel localar, hiç bir katın diğer katla bir ilişkisi olmayıp, insanların rahatça, huzur ve güvenle film izlenmesi için ne gerekiyorsa yapılmıştır...
Üçüncü kat; balkon olarak dizayn edilmiştir...
Yapının akustiği ve koltukların meyili bir mimarı harikasıdır. Yapının sahnesi, tiyatro ve konser yapılmaya uygun yapılmıştır...
En ince ayrıntılar hesaplanmıştır, iki bin kişilik yarım daire olarak inşa edilmiştir. ...
Mimarını tebrik etmek gerekir!
Ki; bu sinemada birçok tiyatro ve konser izledik, görsellik ve ses akustiği harikaydı...
Dilan Sineması hep ayrıcalıklı bir sinema olarak hafızalarımızda yer almıştır...
18 metrelik perdesi ile Ortadoğu’nun en büyük sahnesiymiş!
Ve Dilan Sineması yapıldığı dönem itibariyle, tıpkı Beyoğlu’ndaki "Pera Palas" gibi Diyarbekir'in Pera'siydı....
Dilan Sineması hep ilklerle anılan bir yapı olarak tarihte yerini almıştır...
Roma opera, Barok mimari tarzının projeye yansıtıldığı dillerden düşmeyen bir özellik olduğu, hatta sinemanın yapıldığı dönemde yerel kaynaklar şu ifadelere de yer verirler
"İstanbul’da Fitaş SInemasi henüz yoktu, yapılmamıştı, Dilan Sineması 1956 yılında işletmeye açıldı...
270 localı, üç katlı ve iki bin kişilik ses düzeni ile ıdeal bir sinema olarak inşa edilen bu yapı 2200 metrekarelik bir alan üzerine kurulup ve temelinde 280 ton demir kullanılarak inşa edildiği, çelik çatının da dönemin ünlü firmalarından "Arşimids" tarafından yapıldığı anlatılır...
Dilan Sineması yapılırken, taş ve tuğla ustaları Karadeniz'den, sıvacı ve boyacılar ise Kayseri'den getirilmiş...
Dilan kardeşler, Cemil, Cezayir, Nejat tarafından 1952-56 yıllarında kurulan Dilan Sineması yapıldığı tarih itibariyle uzun bir süre hep Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük sineması olarak anıldı...
Diyarbakır Belediyesinde danışman olarak çalışan mimar Harutyan Sarafyan Diyarbekir’de o tarihlerde bir çok yapıya imzasını atmıştır. Turistik oteli de onun eseridir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.