Cumhurbaşkanının yeni yol haritasının adı muhtarlar toplantısında belli oldu.

‘Milli birlik ve Kardeşlik Projesi’

Uyan uyar uymayan bertaraf olur!

‘Çözüm’ ve ‘Barış’ süreci ile ilgili de ‘uyan uyar uymayan bertaraf olur’ demişlerdi.

Ortada bir bertaraf olma durumu var ancak henüz tam anlamıyla netleşmedi.

Onların hedeflediği kesim mi yoksa kendileri mi bertaraf olacak izleyip göreceğiz.

Süreç çatışmalı, ölümler kapıda onlar hala erken seçim hesapları yapıyor.

Yetmezmiş gibi ‘Milli Birlik ve Kardeşlik’ projesi adı altında yeni bir kandırmaca hesabı içine girileceğini görüyor ve gözlüyoruz.

Kardeşin kardeşi vurmasına zemin hazırlayan zihniyet sanki bu işler onların dışında gelişiyormuş gibi bir pişkinlik ve umursamazlık içinde topluma adeta yeni bir ‘kurtuluş reçetesi’ sunuyor. Şimdiye kadar sundukları hiçbir reçeteden fayda görmedik. Bundan sonraki süreçte de fayda sağlayacağı inancında değilim.

**

Çözüm süreci Cumhurbaşkanı tarafından buzdolabına konularak donduruldu.

‘Terörle mücadeleye devam’ deniliyor.

Talepler şöyle sıralanıyor;

1-Ülke topraklarından çıksınlar,

2-Silahları bıraksınlar

3-Hatta gömsünler üzerine de çimento döksünler

İlk iki talep zaten konuşulan ve olması gerekendir.

Bunlar tamam.

Türkiye’ye yönelik silahlı mücadelenin sonlandırılması yönünde bağlayıcı bir açıklama yapılması ihtimali her zaman var ve mümkündür. Ancak, silahların gömülerek üzerine çimento dökülmesi ihtimali fantezidir, halkı kandırmaktır.

PKK’nin Ortadoğu coğrafyasındaki mevcut gelişmeler nedeniyle silahları tamamen bırakması, gömerek üzerine çimento dökmesi, mevcut aktörlüğüne son vermesi ihtimali şimdilik tartışma dışıdır.

**

PKK ne yapmalıdır?

AKP ve Cumhurbaşkanının tavır ve tarzına göre mevzi alıp, hareket etmek, sürekli silahla cevap vermek zorunda mıdır?

Değil.

Seçimlerden önceki ‘Halklarla mutabakat yaptık’ açıklamalarına sadık kalarak, ‘Kendi açımızdan çatışmalara son veriyoruz/verdik’ mesajı ile toplumu rahatlatabilir, bu açıklamaya sadık kalabilir. Sivil siyaset kurumunun aktif rolüne zemin yaratabilir. Türkiye halklarının beklentisi de bu yöndedir. Halka/halklara rağmen ölümlerde ısrarlı olmanın zararlarının boyutu giderek yükseliyor, sivil siyaset kurumunun önü tıkanıyor.