ASLINDA NE OLUYOR? (1)
Arap baharı batılı sömürgeci güçlerin istediğinin tersine işlemeye başladıkça baharı kışa çevirmek için yine ellerini çabuk tutup Mısır, Tunus, Libya ve Suriye’de işlerin kontrolünü ellerine aldılar. Mısır’da bir darbeyle işi bitirenler özellikle Suriye’de iç savaşı körükleyerek işleri içinden çıkılmaz bir hale getirdiler. Son olarak Irak ‘ta Maliki hükümetinin mezhepçi uygulamaları yüzünden zaten bölünme noktasına gelmiş ortamı fırsat bilerek boy gösterdiler.
Bunun için de kullandıkları silah, ne idüğü belirsiz, kendine İŞİD (Irak Şam İslam Devleti) ismini veren terör şebekesiydi. Tıpkı 11 Eylül saldırılarını bahane edip Afganistan ve Irak’ı geçmişte işgal edip milyonlarca Müslüman’ı katlettikleri gibi şimdi de kendi yetiştirip büyüttükleri İŞİD denen canavarı yok etmek için yeni bir katliama hazırlanıyorlar!
Oysa Suriye’de işler bu aşamaya gelmeden müdahale edilmiş olsa ya da Irak’ta Maliki hükümetinin mezhepçi uygulamalarının önüne geçilmiş olsaydı bugün İŞİD diye bir terör örgütü ortaya çıkmazdı. En azından böylesi bir kaosa sebebiyet veremezdi. Öte yandan İsrail’in işine gelmeyen Ülkeleri karalamak ve yalnızlaştırmak için de İŞİD terör örgütünün kullanıldığını görmekteyiz. Batının ve İsrail’in tekerine Orta Doğu’da çomak sokan iki ülke: Katar ve Türkiye ısrarla İŞİD’le ilişkilendirilip önce itibarsızlaştırmaya daha sonrasında da susturulmaya çalışılmakta. Bunun için içerideki ve dışarıdaki tüm muhalif unsurlar harekete geçirilmektedir. Katar’da muhalefet hükümeti İŞİD’e para yardımı yapmakla suçlanıyor. Türkiye’de ise muhalefet ve paralel yapı hükümeti İŞİD’e silah, para ve lojistik destek vermekle itham etmekte ve bununla da kalmayarak bazı illerde büro açtıklarını, hatta ve hatta bir ilimizde askeri eğitim verildiğini iddia edecek kadar ileri gitmektedirler. Ya bu hükümet böylesi bir terör örgütüne destek verecek kadar aklını ekmek peynirle yemiş ya da bu muhalefet hükümeti devirmek için her türlü yalan ve iftirayı mubah saymıştır. Cevabı bulmak pek zor değil aslında. En son atılan iftira ise İŞİD’in Türkiye’ye petrol sattığıydı. İddia ispat ister, ispatlayamayan iftira etmiş olur. Kaldı ki Türkiye’nin başından beri savunduğu tezler bugün ne kadar haklı çıktığını da göstermektedir.
Bugünlere, gelineceği birkaç yıl önce Türkiye tarafından söylenmiş, gerekli uyarılar yapılmış olmasına rağmen kulaklarını tıkayıp üç maymunu oynayanlar şimdilerde bölgeye bir kurtarıcı gibi gelmenin hesaplarını yapıyorlar. Konu çok boyutlu olduğu için farklı açılardan işlemeye devam edeceğiz inşallah…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.