15 Temmuz ve siyaset stratejisi
Ortadoğu-Türkiye ve Kürtler açısından son derece önem arz eden bir süreçten geçiliyor. Süreç, Ortadoğu coğrafyasının yeniden dizayn edilmesinden ayrı düşünülemez.
İşte bu dizayn meselesinin odak noktasında Kürtler var. Bundan sonraki süreçte Kürtlerin vereceği kararlar, yapacakları ittifaklar, Türkiye ile olan ilişkilerinin hangi düzeyde nasıl olacağı çok önemli. Kürtlerin ABD-AB-Rusya ile olan ilişkileri ve ittifakları bir yana Türkiye ile olan ilişki ve ittifaklarının önemi bundan sonra ciddi tartışma konusudur.
Suriye-Rojava-Federal Kürdistan bölgesi ve İran Kürtlerinin Türkiye ile olan ilişkilerinin ileriye dönük gelişmeler çerçevesinde gözden geçirilmesi gibi bir durum söz konusu.
15 Temmuz akşamından itibaren başlayan süreci, bundan sonraki gelişmeleri çok iyi okumak gerekiyor. O akşamdan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti artık daha güçlü, daha muktedir. Darbe kalkışmasına karşı gelişen toplumsal muhalefetin oturduğu zemin üzerinden Devlet yeniden yapılandırılıyor.
Yeniden yapılandırılan devlet yapısının iç ve dış tehlikelere karşı mutlak korunması gerektiği imajının toplumsal karşılığı 15 Temmuz akşamından itibaren tesis edilmeye başlandı. Devletin, özellikle ‘Terör Örgütleri’nin saldırılarına karşı korunması görevinin, asker ve polisten çok halkın korumasında olacağı görüntüsü ve imajı son derece etkin bir pozisyona geçmiş durumda.
Federal Kürdistan Bölgesi ile Suriye’de atılacak adımlar ve çözümler Dünya devletlerinin de dâhil olacağı bir durum. Bu bölgelerdeki çözümler doğal olarak Türkiye içindeki Kürt meselesinin ileriye dönük çözümlerinin bir parçasıdır.
O nedenle; mevcut durumla ilgili PKK’yi, bu süreçteki tavrını konuşmak lazım.
Son dönemlerde yaptıkları açıklamalarda, Türkiye’de bir Kürt Devleti oluşumundan yana olmadıklarını, mücadelelerinin özgürlük mücadelesi olduğunun altını çizen PKK’nin, iç savaş ihtimaline zemin hazırlayan 15 Temmuz kalkışmasının ardından, 3-5 günlük bir duraksamadan sonra yoğun saldırılar gerçekleştirmesi mevcut durum karşısında stratejik bir hamlesinin olmadığının işaretidir. Geri çekilip, bekleyip, görmek, değerlendirmek stratejik doğru bir hamle olabilirdi. HDP’nin 7 Haziran’dan itibaren tıkanan sivil siyaset yolunun açılmasına dönük tarz ve tavır ciddi bir siyaset stratejisine zemin hazırlayabilirdi.
Cumhurbaşkanının, muhalefet partilerinin ortak tavrı, buluşmaları bu anlamda ciddi bir siyaset stratejisi olarak hayata geçti. PKK, HDP üzerinden Kürt meselesinin çözümü konusunda bu konsepte denk gelen siyaset stratejisinin ortağı olabilirdi. Parlamenter demokratik rejimin korunması ve geliştirilmesi gerçeğinin toplumsal bir karşılığı var artık. Mevcut durum, PKK’nin sivil siyaset alanını HDP’ye açmak zorunda olduğunu gösteriyor.
15 Temmuz sonrası Türkiye toplumu iki gerçekle buluştu.
Demokrasi Nöbetleri
Demokrasi Mitingleri
Türkiye genelinde gerçekleşen bu iki durum, sular biraz durulduğunda, PKK’nin yapacağı muhtemel eylemlere karşı ortaklaşabilir, ‘Teröre karşı sessiz yürüyüşlere’ dönüşebilir. Çünkü toplum ölümlere karşı ortak tavır sergileyen bir pratik edinmeye başladı.
PKK ve HDP’nin bunları hesaba katarak, siyaset stratejilerini 15 Temmuz sonrası gelişmelere göre gözden geçirmesi herkesin faydasına olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.