Darbe zihniyeti ve Türkiye
Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin temelinde askeri zihniyet vardır. Kendilerini,milletin efendisi ve karar vericisi,ülkenin yönetimini ancak kendilerinin yapabileceğine inanan,kendileri gibi düşünmeyen kişi veya kişilerin ülke menfaatlerine uygun hareket etmediklerine dair karar verme yetkisini kendilerinde olduğuna inanan,istedikleri zaman ülke yönetimine el koyma veya yeri geldiğinde e muhtırası yayınlama hakkını kendinde gören ve tartışılmaz kesin geçer düşüncelerini topluma empoze etmeyi ihmal etmeyen enteresan bir askeri zihniyet anlayışı ülkemizde hakimdi. Ancak bu anlayış 15 temmuz gecesinde tamamen yıkıldığını söylemek istiyorum.15 temmuz gecesinde yapılmak istenen darbenin geçmiş dönemde yapılan darbelerden farklı yanı da vardı. 15 temmuz gecesi yapılmak istenen darbenin hem askeri ayağı hem de sivil ayağı vardı. Sivil ayağı Türkiye'nin başına bela olan ve virüs gibi hızlı üreme yeteneği olan FETÖ denilen melanet oluşturuyordu. Diğer ayağı ise TSK içinde yuvalanmış darbeseverler diyebileceğimiz asker ile ayrıca emniyet,sağlık,yargı,eğitim kurumlarında yuvalanmış FETÖ severlerden oluşmaktaydı. Burada bir hususu da yazmadan geçmek istemiyorum. 15 temmuz gecesi gerek Devlet Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ve gerekse Başbakan Binali YILDIRIM başkanlığındaki hükümetten rahatsız olan ,geçmiş dönemde milletvekili veya bakan olamayan hem AK Parti içinde hem de dışında bir kesimin de avuç ovuşturduklarını ve heyecanla sonucu beklediklerini biliyorum. En dramatik olan kısım ise yıllardır meydanlarda görünmeyen ve darbe girişimi esnasında büyük bir sevinçle avuç ovuşturan bu kesimin 16-17 temmuzdan sonra birden meydanlara çıkıp hem devlet başkanı hem de başbakan hakkında methiyeler dizmeleri, darbe girişiminin savuşturulmasında kendilerini bir nimetten gösterme çaba ve gayretlerine şahit olduk. 16-17 Temmuzdan sonra meydanlara çıkmaya başlayan bu zevatın beklentisi olası darbeden hemen sonra şimdi methiyeler dizdikleri devlet başkanı ve başbakan hakkında neler söyleyebileceklerine dair ajandalarına aldıkları notları derleyip- düzenleme çalışmalarıydı. Ama Allah'ın taktiri ve milletimizin gücü ile bu zevatın ajandalarına almış oldukları iftiraları ve senaryolarına imkan vermedi. Bir kısım diğer sahte kahramanlar da "... Vaktinde kendisi dinlenmiş olsaydı ve kendisi siyasette olsaydı bu durum yaşanmamış olacaktı..." minvalinde açıklamaları basın ve medya üzerinden izandan uzak,kendilerini nimetten sayan açıklamalarına şahitlik yaptık. Kendileri aktif görevde iken siyaset üretmemiş, toplumla sürekli kavga etmiş,AK Parti politikalarına zarar vermiş,FETÖ üyelerine referans olmak suretiyle kadrolara aldırmış,FETÖ 'nün etkinliklerine katılmayanları ihanetle suçlayan bahsettiğim şarlatanlar ve sahtekarların kimler olduğunu toplum çok iyi bilmektedir. Düne kadar FETÖ başı olan kişinin elini,eteğini öperek siyasette yükselmeye çalışanlar,Pensilvanya'daki sarayın kapısında nöbet tutan bu ahlaksız zevat şimdi ise milletin kazanımları üzerinden itibar devşirme gayretlerini esefle karşılamaktayım. 15 temmuz gecesinin kahramanları bellidir. Darbeye karşı canı ile mücadele eden ,bedel ödeyen milletin kendisidir. Milleti sevk ve idare etme basireti gösteren Devlet Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ve Başbakan Binali YILDIRIM'dır. Onun dışında şarlatanlar,sahtekarlar ve müfteri durumunda olanlar bizim için yok hükmündedir. Yaklaşık 20 gündür meydanları dolduran aziz milletimizin emeğini hiç kimse sahiplenmeye kalkışmasın aksi durumda 15 temmuz gecesi darbe severlerin yediği tokattan daha şiddetlisini yiyeceklerinden şüpheleri olmasın. Türkiye'de yaşayan 79 milyon vatandaş dinini,düşüncesini,partisini,siyasi tercihini bir kenara bırakarak büyük bir direniş sergilemiştir. Bu direnişin hikayesi yüzyıllarca yazılacaktır. Bu hikaye sadece Türkiye'de değil Ortadoğuda da Afrika'da da ve dünyanın dört bir tarafındaki mazlum ve ezilenlerin ülkelerinde de anlatılacaktır. Darbe girişimini tertipleyen üst akıl da Ülkemizdeki son darbe girişiminde almış olduğu yenilgi sebebiyle bundan sonra bu tür operasyonları ya yapamayacak ya da daha farklı yöntem ve stratejiler üretmek zorunda kalacaktır. Türkiye yaşayan 79 milyon vatandaşımızın tamamı son darbe girişiminde yürek gücünün nelere kadir olduğunu tüm dünya aleme göstermiş oldu. Bu yürekli milletin bir parçası olmak ve onlarla birlikte meydanlarda olmak çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız en muhteşem hikaye olduğunu düşünüyorum. Şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygı ile eğildiğimi ,yaralı kardeşlerimize de acil şifalar dileğimle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.