IKYB'de yapılan referandum sonrasında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. En son açıklamada IKYB Başkanı Barzani'nin görevini 1 kasım tarihi devredeceği şeklindeydi. Referandum öncesi bir çok ortamda belirttiğimiz üzere Türkiye'ye rağmen referandumda ısrarcı olmak siyaseten büyük hata olacağı hususu gerçeklik kazandı. IKYB açısından İran ve Irak merkezi hükümeti hayati derecede öneme haiz değildi. Ancak Türkiye hayati öneme haizdi. Çünkü yakın tarihe baktığımızda IKYB meşruiyetini Türkiye üzerinden tüm Dünyaya ilan etme ve kabul görmeyi sağladı. Belirttiğimiz süreçte Türk hükümeti her zeminde Irak merkezi hükümetinden bağımsız orak IKYB'yi muhatap aldı. Türkiye üzerinden ekonomi ve siyasal gelişme zemini bulabildi. Türkiye üzerinden dünyaya açılma ve sesini duyurma imkanı bulabildi. Bu süreçte hem Irak merkezi hükümeti hem İran devleti müteaddid defa Türkiye'yi  tutumundan dolayı eleştirdiler. Burada saymakla bitmeyecek bir zemin yaratan Türkiye'ye rağmen referandum sonuçları IKYB açısından iyi netice doğurmadığı bugün daha iyi anlaşıldı. Tam da burada IKYB'ye düşen önemli görev iç çatışmalara mahal vermeden yeni  bir strateji geliştirmesidir. Yeni stratejide temel husus sivil insanların can ve mal güvenlikleri ile kazanımların devamlılığını sağlamaktır.Bununla birlikte gerek Irak merkezi hükümeti ve gerekse İran devletinden önce Türkiye ile yeni diyalog imkanlarını zorlamasıdır. Tarihin bir çok dönüm noktasında Kürtlerin Türklerle ittifakı hem iki tarafa kazanımlar sağlamıştır. Aynı şekilde Kürtlerin ve Türklerin ittifaklarının bozulması her iki tarafa çok büyük bedelleri ödettiği de tarihin gerçekliklerinde rastlamak mümkündür. Ne ABD ne AB ve diğer bölgesel ve küresel aktörlerin Türkiye'ye veya IKYB'ye bir kazanım sağlamalarını beklemek beyhude bir beklentidir. Hatta belirttiğim aktörler Türkiye'ye rağmen referandumu IKYB' ye dayattıklarını düşünüyorum. Referandum sonrasında ise Türkiye ile iyi ilişkileri olan Barzani'yi adeta cezalandırarak yalnız bıraktılar. Yani Türkiye'nin Ortadoğu'da halihazırdaki tek müttefiğini cezalandırma yolunu seçtiler. Yapılan yanlıştan dolayı IKYB'yi tamamen düşmanlaştırma Türkiye açısından büyük risk taşımaktadır. Zira Türkiye açısından da Irak merkezi hükümeti ve İran devleti sağlam müttefik olamayacakları gün gibi aşikardır. Bu nedenle IKYB ile yeniden ve daha sağlam ilişkilerin geliştirilmesi Türkiye'yi hem bölgede hem de küresel açısında siyaseten daha güçlü hale getireceğini düşünüyorum.