Zamandan ömürden
Geçenlerde emekli olduğum kuruma gittim .
Hem bir işim vardı o işimi hallederim hem de, arkadaşlarımı görürüm diye düşündüm.
İyi ki de gitmişim işimi hallettim ve eski çalışma arkadaşlarımla da bir çay içme fırsatını yakalamış oldum .
Bizlerde konu adettendir .
Önce nasılsın denilir cevaplar alınır sonra çoluk çocuk sorulur.
Ama hepimizin çocukları büyümüş, okullarını bitirmiş, artık iş sahibi olmuş ya da atama bekleyen gençlerdir.
Evlenen veya evlenme çağına gelen bu gençlerimizi biz anneler anlatır dururuz .
Sohbet uzadıkça artık çocukların faslını da kapattıktan sonra bu sefer sıradaki konumuz ne zaman emekli oluyorsunuz ile başlıyor .
Sahi soruyorum arkadaşlarıma artık ne zaman emekli oluyorsunuz?
Nesrin’cim biz altmış beş yaşını bekliyoruz diye gülerek soruma cevap veriyorlar .
Ama kızlar altmış beş yaşınıza daha çok var diyorum .
Yorulmadınız mı?
Emekli olun da gençlere yer açın .
Biraz da gezin tozun .
Zamanı biraz da evinizde geçirin diye sözlerime ekliyorum .
Bu sefer başlıyorlar anlatmaya .
Emekli olup ne yapacağız .
Her gün evde nereye gideceğiz .
Çok sıkılırız diyorlar .
Hadi hadi paradan eliniz olmuyor dedikçe bu sefer başlıyorlar saymaya .
Büyük oğlan yavda kızım kendini kurtardı ama küçüğünün daha ataması olmadı .
Benim oğlan okulu bitirdi yurt dışına gitmek istiyor.
Benim oğlanı nişanladım evlilik hazırlıkları için inan o kadar masraf var ki.
Bilmez miyim diyorum .
Anlattıkça onları dinliyorum .
Hepsine de hak veriyorum .
Emekli olunca ellerine geçen üç kuruş maaşla ne yapabilirler ki.
Emeklilerin hali ortada.
Hepsi evlerine ek gelir götürebilmek için iş arıyorlar.
Şu etrafı denizlerle çevrili, bir yanı Avrupa’ya bir tarafı Asya’ya dönük ırmakları nehirleri şarıl şarıl akan , dağlarının yüksekliği göklere erişen güzel ülkem.
Ne hallerde.
Ekonomik olarak orta direğin tamamen yok olduğu ülkem.
Fakirinin şükrettiği zengininin sefa yaşayıp gözünün doymadığı güzel ülkem.
Yıllarca devletin belirli kademelerinde çalışıp emekli olup tam rahata kavuşmayı bekleyen insanların, daha sonra düştüğü ekonomik sıkıntılar .
Bir emekli maaşının iki veya üç defa pazar gidip pazar çantasını dolduramadığı maaşlarıyla bir ay yetinmeye çalışan insanlar .
Sahi çalışanlar neden emekli olmuyor diye hala soru sorabilir miyiz.
Soramayız tabii ki.
Maaş ortada hayat pahalılığı ortada . Maaşa gelen zamlar ortada .
Kiralar uçmuş, bir kilogram et almaya insan artık korkuyor .
Çoluk çocukları çalışmayan aileler kıt kanaat geçinmeye çalışıyorlar .
Marketlere gidince dolu raflara sadece bakılıyor .Her ürünün fiyatı el yakıyor .
Asgari ücretle çalışan o kadar çok emekçimiz var ki .
Asgari ücret 2008 yılından sonra emekli maaşlarını geçti .
Hep derim iki yada üç kişi yan yana gelse ekonomiyi hemen konuşur diye .
Şimdi ekonomiden ziyade insanlar artık hiç bir şeyi alamadıklarını günden güne maaşın eridiğini geçinemedikleriyle beraber sağlıklı yaşayamadıklarını apaçık göründüğünü bangır bangır bağırsalar bile ekonomik yükselişe kimse dur diyemiyor.
Çünkü tarım sektörü can çekişiyor .
Hayvancılık azaldı .
İhracat bitti . İthalat başladı .
Tarım ülkesinde çoğu ürünlerimizi ülke dışından getiriyoruz .
Devlet okullarındaki eğitim sistemi yavaşladı .
İnsanlar çocuklarını özel okullara verebilmek için çabalıyorlar.
Yaşamdaki ekonomik sıkıntılar insanları depresyona sokuyor .
Anti depresan ilaç kullanan o kadar çok insanlar çoğaldı ki çevremizde .
Türkiye de yaşayan emekliler Avrupa standartların çok çok altında bir yaşam sürüyorlar . Geçende bir paylaşımda şöyle bir şey gözüme çarpmıştı .
Türkiye deki emeklilerin yaşam standartları Hindistan ve Afrika ülkeleriyle aynı standartlardaymış .
Maaşlar ortada , Emeklilerin yaşam şartları ortada inanırım.
Eski mesai arkadaşlarımı görmem bir çay içmem , onlara hadi ne zaman emekli oluyorsunuz artık sizde hayatınızı yaşayın dememle gündem bir anda ekonomik sıkıntılara dayandı .
Bir memur maaşıyla yıllarca çalışıp didişip çocuk okutmak büyütmek ev iş sahibi olmak öyle kolay mı sanki .
Zor zor zor.
Hayatı erteleyen her insan gibi yaşamın elimizden gittiğini hepimiz görüyoruz .
Ama konu çoluk çocuk olunca her anne baba çocuklarını rahat ettirmek için yaşamlarını ertelemek zorunda kalıyorlar ,
Bir gün belki de o nefeslerimiz var olsa bile dizlerimiz tutmayacak yürümeye .
Hep derim karnı aç olan insan , ilk karnını doyurmak ister sonra kafasını sokacak bir dam ister.
Ne müzik ister ne sanat ister.
Sadece yaşamak nefes alırken sağlığını korumak ister.
Gezmek mi?
O işte para ister sağlık ister neşe ister….
Kalın sağlıcakla kalalım dostlar….