Yahya ÖGER

Yahya ÖGER

REHAVET ESARETİ, ESARET KORKAKÇA ÖLÜMÜ GETİRİR

REHAVET ESARETİ, ESARET KORKAKÇA ÖLÜMÜ GETİRİR

Siyonist İsrail devleti,7 Ekim 2023 tarihinden beri Ortadoğu’yu adeta yangın yerine çevirdi, şehirler yerle bir edildi. Kimi, el- Aksa tufanını bahane ederek, İsrail’in saldırısını meşrulaştırdı. İlerleyen zaman diliminde,11 Eylül saldırısı gibi planlanan bir saldırı mı, değil mi, ortaya çıkacaktır. Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırıları ve İsrail'in dünyaya meydan okurcasına orantısız karşılık vermesi, bölgede tansiyonu yükseltti.

Her iki taraf da sivil kayıplar yaşadı, İsrail uluslararası kurumların gözü önünde soykırım suçunu işledi, bu durum karşısında hükümetler sessiz kalsa da, vicdan sahibi toplumlarda tepkilere neden oldu. İslam olmayan ülkelerde çok daha büyük kalabalıklar sokağa döküldü.

Dünya bir kez daha, İnsan öldürmekle, şehirleri yok etmekle, aileleri yerinden yurdundan sürgün etmekle zaferin elde edilemeyeceği, acı bir tecrübeyle anlaşılmış oldu.

Savaş kurallarının hiçe sayıldığı dünyada, Siyonizm'in yayılmacı politikası kapsamında modern dünyanın en vahşi, en barbar lideri olan Netanyahu'nun yönetiminde terörist İsrail devleti bir kez daha acımasız yüzünü önce Gazze halkına sonra bütün dünyaya göstermiş oldu.

Açık bir hapishaneye çevrilen Gazze'deki halkın olağanüstü direnişi, kapitalist dünya ülkelerinin İsrail'e açık destek verip Müslüman geçinen ülkelerin ise gizli destek çıkmasına rağmen, onursal duruşu kazandı ve destanlar yazıldı.

Yapılan ateşkes, İsrail ordusunun verdiği kayıplardan ötürü müdür? Uluslararası meşruiyetini kaybeden Netanyahu hükûmetinin uyguladığı bir taktik midir? Veya görev değişimi yapacak olan ABD başkanı Donalt Trump'ın, Ortadoğu’ya kıyağı mıdır? Bilinmez!!. Bizi sevindiren; Gazze’de mazlum toplulukların onurlu ve gururlu direnişinin, Siyonist İsrail devletini masaya oturtmasıdır. İsrail geçici de olsa bir ateşkes ilanında bulundu.

Katar ve Mısır aracı olsa da mutlak galibiyetin, mazlum Gazze halkının olduğunu bilmekte fayda vardır. Dip not,Siyonist İsrail devletinin barışa bağlı kalacağını düşünüp rehavete kapılmamakta da fayda vardır. Pamuk ipliğine bağlı olan bu şartların, İsrail'in kendi iç kamuoyunu tatmin etmek için bozabileceğini ve dünya kamuoyu gözünde haksız olarak görünen İsrail'in tekrar kendini haklı çıkartacak şekilde saldırılara kaldığı yerden yeniden başlaması uzak bir ihtimal değildir. Siyonist Yahudi kültürünün, fırsatı bulduğunda herkesi ve her canlıyı kendisine düşman olarak görmesi ve yok etmesi gerekliliği, genetiklerine işlenmiş bir kalleşliktir.

İnsanlık ayıbı olarak tarihe geçecek olan ve milyonlarca insanın yerinden yurdundan edildiği, binlercesi kadın ve çocuk olmak üzere sivil halkın katledildiği, asrın en büyük vahşetini unutmamak, unutturmamak gerekmektedir. Unutursak kalbimiz kurusun.

Arap ülkelerin başında bulunan kralların, kardeşlerini oturdukları tahtlara feda ettiklerini, Arap milliyetçiliğinin bölgesel ve ülkesel bazda bir milliyetçilik akımı olduğunu gördük ve anladık. Dünya Müslüman ülkelerinin bu soykırıma karşı cılız çıkan sesleri, bir kez daha âlemi İslam’ın derin uykudan uyanması gerektiğinin de işareti oldu, birlik ve beraberliği olmayan nice büyük topluluğun küçük topluluklar karşısında büyük hezimetler yaşayacağını ilahi vaat olduğunu unutmamak gerekir.

Yapılan barış anlaşmasında birkaç çekincem:

Taraflar arasındaki gerginlik, her iki tarafın da birbirlerine yönelik saldırılarıyla tırmanabilir. Özellikle Hamas ve diğer Filistinli grupların saldırganlıkları, İsrail'in karşı saldırılarla yanıt vermesine neden olabilir. Ya da İsrail bunu planlı bir şekilde yaparak karşı tarafı suçlayabilir.

İki taraf arasındaki temel siyasi ve ideolojik farklar, kalıcı bir barış anlaşmasının sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum, ateşkesin sürdürülebilirliğini tehdit eder.

Geçici ateşkes anlaşmaları genellikle belirli bir süre için geçerlidir ve bu süre dolduğunda taraflar arasında yeni bir gerginlik başlaması olasıdır. Ayrıca, bazen var olan ateşkes koşulları ihlal edilir.

Uluslararası toplumun müdahale şekilleri ve barış çabaları, taraflar arasında güven sorunlarına yol açabilir. Bazı ülkeler taraflı davranırsa bu, gerginliği artırabilir.

Hem Hamas hem de İsrail, insan hakları ihlalleri iddialarıyla karşı karşıya kalabilir. Bu tür durumlar, uluslararası toplumun baskı yapmasına ve dolayısıyla anlaşmaların bozulmasına neden olabilir.

İç politikada yaşanan değişiklikler, liderlerin veya grupların baskı altında kalması, anlaşmaların sürdürülebilirliğini etkileyebilir. Özellikle seçim dönemleri veya siyasi krize giren durumlar, anlaşmaları zayıflatabilir.

Taraflar, birbirlerine güvenmediğinde, anlaşmalar sürdürülebilir olmayabilir. Özellikle, güvenlik garantilerinin yetersiz olduğu veya ihlal edildiği durumlarda ateşkesin bozulması mümkündür.

Bölgedeki diğer güçlerin veya uluslararası toplumun davranışları, İsrail ve Hamas arasındaki ilişkileri etkileyebilir. Taraflar, diğer ülkelerin destek veya baskılarına yanıt olarak hareket edebilir.

İsrail’in Hamas ile olan ilişkileri, genellikle dinamik ve kırılgan bir yapıya sahiptir. Yerelde Filistin halkının genelde dünya Müslümanlarının uyanık olması, kendini çek ederek her türlü donanımlı, uluslararası caydırıcı güce kavuşması elzemdir, uluslararası kurum ve kuruluşları harekete geçirecek programlar yapılması gerekmektedir.

Barış anlaşmasına uyulmayacağını İsrail'in ilk fırsatta Ortadoğu'yu kana bulamak için harekete geçeceğini Filistin ve Gazze halkı en net şekliyle bilir. Ne enteresandır ki İsrail köşeye sıkıştığında barış anlaşmalarını imzalamış ama tarihin her noktasında, bulduğu ilk fırsatta saldırganlık pozisyonundan da vazgeçmemiştir.

Barış'a garantörlük yapan devletlerin, ihlalde bulunanlara karşı gösterecekleri tavır, barışın ne kadar sürede sonlanacağını da bize gösterecektir.

Bir yere not alın, çok yakın zamanda komşu ülkelerden, İsrail topraklarına füze atılacak ya da İran yine yarı yolda kalan dronlar ile İsrail'e saldırmaya çalışacaktır.

Düşman karşısında rehavet göstermek esareti, esaret korkakça ölümü getirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yahya ÖGER Arşivi
SON YAZILAR