Yanlış hesap döndü!
İki Dünya Savaşı çıkardılar. Yetmiş milyondan fazla insanın ölümüne sebep oldular. Birincisinde Osmanlı Devleti'ni parçalayarak onlarca devletçik kurup petrolü paylaştılar. İkincisinde payını beğenmeyenler yeni bir paylaşım için katliamlara kaldıkları yerden devam ettiler!(Hani İnönü bizi İkinci Dünya Savaşı'na sokmayarak büyük iş başardı diyorlar ya,tamamen bir atmasyondan ibaret. Biz de pay edecek bir şey kalmamıştı,o yüzden savaş da yoktuk.)Bununla kalmadılar tabi. Ortadoğu dedikleri İslam Coğrafyası'nı ve Kara Afrika'yı hiç rahat bırakmadılar. Fransa Cezayir'de (1954-1961) yedi yılda bir buçuk milyon Cezayirliyi katletti. Afrika'dan hala yıllık 500 milyon dolar Fransa'ya akar. Almanya teknolojik olarak bütün bir coğrafyayı sömürmeye devam ediyor. Babaları Amerika'nın öncülüğünde son 20 yılda coğrafyamızda 12 milyon insanı katlettiler ve hala da yok etmeye devam ediyorlar. Bu nasıl bir ilizyondur ki bu vahşiler dünyaya,kendilerini demokrasinin,insan haklarının ve en güzel insani değerlerin beşiği ve hamisi olarak da yutturmuşlardır!Gel gelelim,son zamanlarda işler kendileri için hiç de yolunda gitmemektedir. 90'lardan beri Ortadoğu Coğrafyası'nı yeniden dizayn edip butik devletler oluşturma ve bölgenin yeni baştan ve daha etkili bir şekilde sömürülmesine dayalı proje,şimdilerde sekteye uğramaya başladı. Suriye'nin Kuzeyinde bir enerji koridoru ve Akdeniz'in doğusundaki trilyonlarca dolar değerindeki petrol ve doğalgazın batıya taşınması projeleri; Türkiye engeline takıldı. 15 Temmuz'da batının ekmeğine(!) taş koyan Türkiye'yi devreden çıkarmak için yapıldı. Bu darbe,işgal ya da iç savaş girişimi atlatıldıktan sonra Batı'dan aylarca destekleyici bir mesaj gelmemesi,tam aksine darbecilerden yana endişelerin dillendirilmesi de girdikleri şok yüzündendi. Aylarca,Türkiye'de yapılacak referandumda açıkça taraf olarak,hayır yönünde propaganda yaptılar. Belli bir çoğumuz farkında değildik ama bu yoğun propaganda 15 Temmuz'un devamı olan bir operasyondan başka bir şey değildi. Beklendiği gibi referandumdan evet sonucu çıkınca Batı yine 15 Temmuz sonrası tavrını sürdürdü. Yine tehdit yine hazımsızlık. İçerde CHP ile sonuçları daha ilk dakikalardan itibaren manipüle etmeye çalışırken,dışarıda kendileri de algı operasyonuna başladılar. Tabi boşuna bir debelenmeydi bu.Önce YSK , sonra Danıştay, CHP'ye yol verince içerde çareler tükendi. AB'nin ise bir ülkede referandum ve ya seçim sonuçlarını geçersiz sayma gibi bir yetkisi olmadığı için geçen yazımızda dediğimiz gibi yumuşak yerlerinin üstüne oturdular.Yine ne demiştik,çok yakında CHP ve onun Avrupalı efendileri yelkenleri suya indirecek!Beklediğimizden de kısa sürdü ve cuma günü AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi MOĞGERINI,"Türkiye dahil bütün ülkelerin kendi yönetim sistemine karar verme hakkını tanıyor ve saygı duyuyoruz" dedi. Daha da yumuşayacaklar ve bizim onlara muhtaçlığımızdan çok kendilerinin bize muhtaç olduğunu anlayacaklar.İngiltere'nin bırakıp kaçtığı ABD'nin ipini çektiği bir AB'nin Türkiye'yi de kaybetme lüksü olamaz!Onlar,avuçlarında oynatacakları bir Türkiye istiyordu biz ise eşit statüde olacağımız bir Avrupa. Dik durarak giriştiğimiz bu mücadelede onların değil bizim dediğimiz olacak. Avrupa da bu duruma alışacak. Belki kötü geçmişini bile unutturur. Kim bilir!
Ve operasyon başladı.
Türkiye'nin Sincar'da PYD'ye yönelik yaptığı operasyondan sonra ABD ve Rusya'nın gösterdiği tepkiye bakılırsa işler onlar açısından hiç de iyi gitmiyor. Türkiye, müttefiklerini(!) operasyondan bir saat önce bilgilendirmiş,onlar da PYD'yi haberdar etmişti;lakin süre kısa gelmiş olacak ki kayıplar engellenememiş!Şimdilerde PYD ve ABD arasında bir güvensizlik hakim. Bu arada olay yerinden fotoğraflara bakarken ilginç bir görüntüye takıldım. Bazı PYD'liler yukarıdan geçen ABD helikopterini zafer işaretiyle selamlıyordu. Dilleriyle antiemperyalist türküler söyleyip,elleriyle emperyaliste selam çakmak yakışmadı!"Yoksa tam yerinde bir hareket" mi demeliydim?!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.