Anası küçük Sılo’yu yumurta almak için mahalle bakkalına yollamış.

Mahallenin bakkalının alışkın olduğu ve her daim yaptığı üzere yine yumurtaların en küçüklerini seçerek poşete koyduğunu gören Sılo, kızgınlıkla sormuş!
 

-“Bakkal êmî niye bahan hep küçük yumurtalari verisen?”

-“Ma bılmisen, taşıması kolay oli, ondan Sılêman! Seni düşüniyem benim babam” demiş!

Sesini çıkarmaz Sılo, avucundaki bozuk paraları koyar tezgâha ve çıkar bakkal dükkânından.
 

Sılêman yumurtaları alıp dükkândan çıkarken bakkal arkasından seslenir.
 

-Sılêmaaaannnnnn, kuro lawooo eksik para vermişsen ha!
 

Sılêman, nanik yaparcasına ardına dönüp gevrek gevrek gülerek cevap verir.
 

-“ Weee! Ma bılmisen bakkal êmî, hem az hem de bozuk para daha têz sayılır abêsiii.”

Şimdi ne diyelim paraları kolilerde istifleyip banka misali para sayma makineleriyle para bantlayan sonra da para yığınının önünde boy fotoğrafları veren bir yeni kuşak kültürü bu ülkenin hanedan evlatları, hatta muteber evlatları olmuş 2014’ün Türkiye’sinde!

Mahallenin cin Sılo’su “Bakkal Êmi’nin küçük yumurta uyanıklığı karşılığı üç kuruş kazık atmış çok mu?