Aziz Aydınalp

Aziz Aydınalp

Hayatın İçinden

Hayatın İçinden

Emekli Dede ile Torun

Geçenlerde eşim ile kahvaltı yaparken bir yandan da açık bulunan TV’den haberleri izliyorduk. Kendini muhalif medya diye konumlayan bir iki TV kanalının birinde, muhabir et kuyruğuna girmiş insanlarla mülakat yapıyordu.

İnsanlar yüzlerinde kuyrukta olmanın hoşnutsuzluğu ile hayat pahalılığını, alım gücünün azalmış olmasını eleştiren sözler söylüyorlardı. Kuyrukta sırada bekleyen uzunca boylu bir kişi uzatılan mikrofona, sadece et kuyruğunda oluşunun eleştirisini değil, avuçlarından kayıp giden bir hayatın değerlendirmesini yapıyordu sanki.

Oğlum işsiz ve çocuklarıyla bizde kalıyorlar. Ben seksen dört yaşında bir emekliyim, bir kilo kıyma alabilmek için sabah 5’ten beri kuyruktayım. Sofradan doymadan kalkıyorum, torunlarım biraz daha yiyebilsinler diye…’

Kahvaltıda lokmalar boğazımda takıldı sanki!

Bob Marley

Yok yerli bir filmde yer verilen Bob Marley’in söylediği ‘Bir yıldız gibi kayarım hayatından, yapabileceğin tek şey dilek tutmak olur ardımdan…’ sözü değil de, bir başka Bob Marleysözü geldi aklıma.

Babam karnemde 5 getirirsem, bana bisiklet alacağını söylemişti. Ben karnemde notlarımı hep 4 getirmeye dikkat ederdim. Çünkü babamın bana bisiklet alacak parası yoktu.’ sözü bir damla çocuğun babasının ekonomik durumunu sezerek, onu incitmemek için gösterdiği bir davranış olarak, ne zaman hatırlayıp tekrarlasam beni her zaman çok hüzünlendirir.

İranlı Yönetmen

İranlı bir yönetmenin çektiği filmde alzheimer hastası olan bir babanın oğlu tarafından yıkandığı sahne çekiliyordu. Sahne de yıkanan baba da oğlu da ağlamaktaydı. Çekim bittiğinde sette bulunan herkes ağlıyordu. Yönetmen de gözyaşlarını tutamamış bir halde hayatın gerçeğini şu sözlerle ifade ediyordu. Bir baba oğlunu yıkıyorsa, ikisi de gülüyordur. Eğer bir oğul babasını yıkıyorsa orada her ikisi de ağlıyordur.

Farklı zamanlarda, farklı coğrafyalarda farklı kişilerce yaşanmış olaylardan alıntılayarak sizlerle paylaştığım hikayelerin tümü, içinden geçmekte olduğumuz zaman dilimi içerisinde çevremizde bir şekilde yaşanmaktadır.

Yeter ki görmesini bilelim!

Ben doydum diye tabakta kalan son lokmayı çocuğuna, torununa bırakan babalar, dedeler.

Düne kadar o çok istediği bisikleti, tableti veya herhangi bir şeyi annesinin, babasının alabilecek maddi durumunun olmadığını anladığı o anda ‘artık istemiyorum’ diyebilen vaktinden önce olgunlaşan, büyüyen çocuklar...

Ve anlatılamaz yokluklar içerisinde çaresizce birbirlerine sarılarak ağlayan insanlar!

Maddi olarak her şeyi elde ettiğini sanan, göstermelik yardım paketleri ile yaşanan adaletsizliklerden olumsuz etkilenenlere karşı üzerine düşeni yaptığına inanan, aslında kendi vicdanını birazcık olsun rahatlatacağını sanan, oysa gerçek sorunun onun ve onun gibilerin aç gözlülüklerinden kaynaklandığını bir türlü görmek istemeyen ancak yüreğinin derinliklerinde onun mahcubiyetini hisseden insanlara yine bir Bob Marlen sözü göndererek bitirelim.

Güneş Parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor, ama yine de aklının bir köşesinde dursun; birileri şu anda acı çekiyor…’

Aziz AYDINALP

09.03.2021/D.Bakır

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Aydınalp Arşivi

KAPI

28 Mart 2024 Perşembe 00:03
SON YAZILAR