GARABETİN BÖYLESİ
Duruşu, yaşayışı, inanışı ne olursa olsun, binlerce yıllık uygarlık sisteminden, rahatsız olmayan insan yoktur. Zihinsel yapımız, hoşnut olmadığımız, bu uygarlık sistemini yarattı ve bizler bu uygarlık sisteminin ürünleriyiz. Uygarlık, sert bir anlayışla, zihinsel yapımızı kodlayarak bizi yapay hale getirdi. Zihin, yaşam ve uygarlık gerçeği böyle gelişip, pekişti.
Söylemin Garabeti
Sistem örgüleriyle sıkı sıkıya bağlı olan zihin, bu yaşam ve uygarlık gerçeğini görmeden, özgürleşmek ister. Bu durum, söylem ve pratiğin arasında, açılmış olan makası gösterir. Söylemin garabeti buradan gelir. Zihinsel duruş, bu haliyle , ne kendini ne de insanı anlaması mümkün değildir.
Sistemlerin Garabeti
Sistemlerin, yeni söylem ve örgütlenme biçimleri ile yenilenip, bugüne kadar gelmesi yanlış gidişatı görmeyi engellemiştir. Bunu yaşatan ve bunu büyüten, aynı zihin yapısı olduğundan, sistemin nasıl bir ad taşıdığı pek de önemli olmamıştır. Bu durum, birçok şeyi gözden kaçırmamızı getirmiştir.
Ortada Olup da Göremediğimiz Nedir?
Cevabı yanlış yerde aranan her soru, önemsiz ve hükümsüzdür. Ortada olup, problem yığını haline gelen insan olduğundan, görünmeyen ve fark edilmeyen budur. İnsan her şeyi görebilir ama göremediği tek şey, uluorta duran kendisidir. Neyi görmeli ve nereye bakmalıyız? Tabii ki kendimize. Kendimiz dışındaki herhangi bir insana değil.
Tersyüz Edilen Her Şey
Doğru ve özgür olan yaşam gitmiş, yerine yanlış ve köleleştiren bir yaşam yerleşmiş ve bu durumun ters hali devam etmiştir.
Bu terslik, zihnimizin içinde işleyen bir şey değil midir? Zihnimizdeki, düşünme biçimi ve işleyişi, yaşamın tersyüz edilmesini getirmiştir.
Bu düzelmeden, ne yaşam ne de yaşamla ilgili olan düzelebilir. Bunun dışındaki çaba ve uğraşlar sadece bu tersliği, düzensizliği ve kötülüğü derinleştirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.