Geçen sabah, çoğu zaman olduğu gibi kumruların ve serçelerin sesleri ile uyandım yine. Fakat kuşların ötüşü bu kez her ne hikmetse bana guguk kuşunu hatırlattı.

Bilir misiniz; Guguk kuşu kuluçkaya yatmaz. Bu nedenle kendi yumurtasını başka bir kuşun yuvasına bırakır. Yeni evinde yumurtasının kabuğunu kıran guguk kuşunun ilk icraatı, bırakıldığı yuvadaki diğer yumurtaları teker, teker yuvadan atmak olur. Böylece yeni evinde daha rahat edebileceği ortamı hazırlamış olur. Tabii yuvanın yeni sahibi, anne kuşun getirdiği tüm besinleri de tek başına mideye indirerek, kısa zamanda semirmeye başlar…

Bunları niye anlattım… TÜBİTAK’taki son gelişmeler tam da bu guguk kuşunun icraatına uygun düşüyor da ondan…

 Baksanıza önce TÜBİTAK’a bir iki eleman yerleştirmişler, ve zaman içerisinde bu kurumdan 600 civarında personelin işine son verdirip, bin kadar guguk kuşunu da kuruma alıvermişler…!

 İnsanları işinden, ekmeğinden etmek ve kendisine güvenenleri fırsatını bulduğunda sırtından hançerlemek bile ! sadece TÜBİTAK’ta yapılan bu rezalet cemaat denilen iğrenç çeteleşmenin ne menem bir şey olduğunu anlatmaya yeter de artar.

TÜBİTAK’ta teknoloji kullanılarak başbakanın bakanları ve kendi ailesi ile yaptığı kriptolu telefon görüşmeleri bile, dinlenerek montajlanmış ve internet üzerinden servis edilmiştir.

(Hatta, pinokyo Kemal servis edilen bu yasa dışı montaj telefon görüşmelerini meclisteki grup toplantısında yandaşlarına dinleterek cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir siyasi yüzsüzlüğe imza atmıştır)

Bütün devlet kurumlarını içten içe kemirdiler…kemirdiler…kemirdiler.

Bir yandan din pazarladılar( hâşa) Allah (cc.)’ü rüyalarında görüp, kendilerini dünyanın dönmesinin sebebi hikmeti ilan ettiler.

Öte yandan kendilerine biat etmeyenleri devletin imkanlarını kullanarak, etkisiz hale getirdiler. Başbakanı güç zehirlenmesi ile suçlarken kendileri aksıra, tıksıra ‘güç’ yudumladılar, ‘güç’ kustular.

Ülkeyi yöneten şahsiyet, dirayetli ve sabırlı bir insan olmasaydı;   17 aralıktan bugüne kadar sahneye konulan uzun metrajlı senaryonun neticesi, ülkeye çok pahallıya mal olurdu.

Şimdi çakma imamın guguk kuşları kapı kapı dolaşıp; ‘AK PARTİ’ye oy vermeyin ‘ telkininde bulunuyorlar…

 Bırakın bu guguk kuşlarının sözlerine itibar etmeyi, kapınızdan içeri sokmadan önce iki kez düşünün derim.

Demedem edemedim, diyeyim dedim…