Muharrem İnce dışarıdan, Selahattin Demirtaş içeriden ezber bozmaya devam ediyor. İktidara ince, ince, usul, usul gidişin yolunu döşüyorlar. Hep birlikte gelecek arayan büyük kesim döşenen yolun harcını karıyor emekle, umutla. Şimdi el sallama zamanı.

Onlar döşenen yoldan gitmeye pek niyetli değiller gibi, patikaya sapıyorlar sürekli. Doları, enflasyonu, borsayı, işsizliği, demokrasiyi, hakkı, hukuku, işçiyi, köylüyü, çiftçiyi, emekliyi, öğrenciyi en önemlisi geleceği konuşmuyorlar, yemin etmişler konuşmamaya.

Muhalefet bunları konuşuyor, onlar başka bir telden çalıyorlar girdikleri geri dönüşü olmayan patika yolda.

SEÇİME Mİ GİDİYORUZ, SAVAŞA MI?

Biz seçim diyoruz

Onlar Savaş diyor!

Biz huzur diyoruz

Onlar Afrin diyor!

Biz Barış diyoruz

Onlar Kandil diyor!

Biz kardeşlik diyoruz

Onlar Minbiç diyor!

Biz Enflasyon diyoruz

Onlar Sincar diyor!

Biz birlikte yaşam diyoruz

Onlar ısrarla ‘terör’, ‘terörist’ diyor!

Biz, Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı adayı diyoruz

Onlar, ‘Teröristten Cumhurbaşkanı adayı mı olur?’ diyorlar!

Ezber mi bozuldu, prompter mi?

Sorulara cevap alamıyorsak ikisi de bozuldu demektir.

SEÇİME Mİ GİDİYORUZ, SAVAŞA MI?

Bizim niyetimiz seçime gitmek, huzuru, barışı, kardeşliği tesis etmek, birlikte yaşamın zeminini sağlamlaştırmak. Onların niyeti, kendi huzurları için başkalarının huzurunu bozmak. Sorunun kendinde olduğunu anlamayan, kabul etmeyen insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur.

Ev yıkanın evi olmayacağı gibi, huzur bozanın da huzuru olmaz.