Çakallar dünyası!
Dünya hali işte diyorlar buna.
‘Yaşa yaşa gör tamaşa’
Dicle Üniversitesinde olduğu gibi başka dünyalarda hayat ‘yaşa yaşa gör tamaşa’ya uygun dönüyor. Önce Rektör yardımcısı Arslan! gibi Arslan Bilici ‘etkin pişmanlık’ dedi, nedamet getirdi, zevahiri kurtardı.
Aaaaa…Şuna bak!
Birde Aytekin Sır diye bildiğimiz, eski rektör yardımcısı da aynı yol ve yöntemle paçayı sıyırmış etkin pişmanlıktan, içeriden ayarlı yöntemle. Elbette ki, bizim 12 Eylül jargonuyla dile getirdiğimiz ‘Öterek’, paçaları kurtarmış.
Güzel, hem de çok güzel!
Angara deyimiyle; laaa bi dik durun laaa.
Peki, o zaman dönemin Rektörü Fatma Gül, pardon Ayşegül Jale Saraç’ın suçu ne?
Onu bu hale getiren, yol ve yöntemlerin mimarları olan bu şahıslar ‘etkin pişmanlık’ ayağı ile kurtarıyorlar da, Rektör Saraç’ın suçu ne?
Jale Saraç Rektör hanımefendi bacım!
Bu saatten sonra, bu dakikadan itibaren yapacağın tek şey var;
O da etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyle ve seni bu işlere teşvik edenlerin bu şahıslar olduğunu, hatta sakladığın bazı isimler var ise, söyle, kurtar kendini.
Yok, ‘Ben bunlar kadar aşağılık değilim, inançlarım var, yanlışta olsa doğru bellediğim yolda ilerliyorum’ diyorsan, saygı duyarız.
Sen yerinde kal, biz bu düşkünlerle uğraşırız.
Gel de şimdi;
Vay çakallar, çakallar dünyası demeyelim de ne diyelim?
Bizim geleneğimizde bir kadını satmak var mı?
Ulaaaaannnn..
Diye haykırmaktan başka size ne diyelim?
Denilecek o kadar çok şey var ki Diyarbakır jargonunda, ama jargonlar bizim içimizde o kadar kıymetli ki, bu şahıslar için dahi kullanmaktan imtina ediyorum, kaliteli şehrin kendine ait özgün jargonlarını kirletmemek adına.
Erkekliğin jargonunda kadını satmak var mı?
Kadının Rektör olduğu günleri biz biliyoruz; önünde el-pençe, iki büklüm olduğunuz, yanlışlarını size aktardığımızda bunların yanlış olmadığını, kadın rektörün bu kent için şans olduğunu söylediğinizi inkar ettiğiniz andan itibaren size söyleyecek söz bulamıyoruz.
Haysiyetli mi, haysiyetsiz mi desek?
Başka da söz bulamadığım için nezaketsiz pozisyona girmekte istemiyorum.
Sözlerim ağır oldu galiba!
Dava konusu yapabilirsiniz.
Ama yapamayacağınızı çok iyi biliyorum, yapın da görelim!
Seçildiğiniz, görev yaptığınız dönemlerin tanıklarıyız, sizin tekrar içeri tıkılmanız için o kadar çok tanıklık edecek şahsiyetli insanlar var ki.
Bunu siz de biliyorsunuz.
Bundan sonra nerede yaşamayı düşünüyorsunuz?
Çok merak ediyorum.
Diyarbakır da mı?
Evet diyorsanız, ‘helal’ be derim!
Serbest kalsanız da, baskı yaptığınız, eften püften sebeplerle üniversiteden uzaklaştırdığınız akademisyenlerin elleri yakanızda olacak. Üniversitenin içini boşaltıp ‘kof’ bir hale getirdiğiniz için Diyarbakır’ın elleri yakanızda olacak. Bunlar ‘etkin pişmanlık’ yasasının kapsama alanı dışında.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.