Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

“Ba-del Harab-ul” Amida!

“Ba-del Harab-ul” Amida!

 

Milattan önce üçbin yılından bu yana hayatın hiç kesintiye uğramadığı kadim sur içinde hayat durdu. Surun herhangi bir noktasından özellikle öğleden sonra, akşama doğru durup da başınızı kaldırıp gökyüzüne baktığınızda sürülerle ama belli bir tempoyla Diyarbekir’in göğünü şenlendiren evcil ve ehil gögerçinler (güvercin) artık uçmuyor / uçurulmuyor. Çünkü güvercinlerine evinin damında yem veren, uçurmayı deneyenleri de keskin nişancılar “indiriyor” (öldürüyor).

 

1376 yıldır (Milattan sonra 639’da Diyarbekir İslam egemenliğine girdi) ilk defa eski kentin tam orta yerinde konumlanan tarihi kadimden zeyl Ulu Camii’de Cuma hutbesi okunmadı. Çünkü sokağa çıkma yasağı var. Ve camide Namaz Kılmak da yasak! Bir süreydi, Dört Ayaklı Minarenin ezan sesi ile Surp Giragos Ermeni Kilisesinin Çan sesi birbirine karışıyordu. Günde beş vakit ezan okunmadığı gibi, iki vakit çalınan çan sesi, o da sustu / susturuldu. Minare topuğundan, kilise kapısından, duvarlarından kurşunlandı.

 

Suriçi’nin tarihi, Kültürel ve İnanç-İbadet Mekânları adeta toplu bir “kültürel kırım” eşiğinde. Osmanlı’nın Yüzyıllık yükseliş döneminin eserlerinden olan ve kentin Diyarbekirli ilk Kürt Valisi olan Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından bir kilise kalıntısı üzerine yaptığı / yaptırdığı Fatih Paşa ya da Kurşunlu Camii iki kez kurşunlandı ve yakıldı.

 

Dört Ayaklı Minare, Paşa Hamamı yakılıp kurşunlanan bizim bildiklerimiz. Binler yıllık kültürel mirasın sivil mimari örneklerinden bazalt taş evlerden hepi-topu tescilli olarak 210 adet kaldı bugünlere. Onların da yasaklı olarak bulundukları bölgedekilerin halinin, encamının, mecalinin pek de kalmadığı bölgeden gelen haberlerden…

 

Bu yıkım, bu tahribat nasıl mı engellenir. İlk aklıma gelen “UNESCO”…Madem 2015 yılı içinde UNESCO tarihi ve kültürel miras listesine dâhil etti kadim Amida’nın surlarını, Hewsel’ini, sur içindeki kadim mekânlarını… O halde dünyaya ve Türkiye’ye de “koruyun” diye sahiplensin.

 

Ama maalesef UNESCO’ da sessiz…

 

Bu kadar çok camii derneği var. Bu kadar çok referansını inanç temelinden alan örgütlenmeler var. “Sivillik” adına o “İslami örgütlenmler”in hiçbirinin sesi çıkmıyor. Tarihi ve Kültürel Değerler için örgütlenmiş metropolleri mesken tutmuş onca yapı var. Mesela “Tarihi Kentler “Birliği” var, Diyarbakır bu birliğin üyesi. Geçtiğimiz yıl ev sahibi olarak son toplantıları Diyarbakır’da yapılmıştı.

 

Ne güne duruyor “Dünya Tarihi Kentler Birliği”…

 

O birliğin hepsi toplansa benim gözümde 1932 yılında Diyarbekir’e gelip sur yıkımı için rapor hazırlayıp surları yıkımdan kurtaran Fransız Arkeolog Albert Louis Gabriyel’in tırnağı etmez.

 

Şair demiş ya “Ba’de Harab-ul Basra”!

 

Kadim suriçi kökten harap olduktan sonra gelmişsiniz kaç yazar…

 

Şeyhmus Diken

 

22 Aralık 2015 Diyarbekir

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR